Biz, hakikaten insanoğlunu şan ve şeref sahibi kıldık. Onları, (çeşitli nakil vasıtaları ile) karada ve denizde taşıdık; kendilerine güzel güzel rızıklar verdik; yine onları, yarattıklarımızın birçoğundan cidden üstün kıldık. İsra Suresi 70. ayet..
Ne çok acı var! Ne çok hüzün… Ne çok keder birikmiş elimizde avucumuzda… Ne çok dert, ne çok sorun sağanak sağanak yağmış üzerimize. Hastalık, açlık, susuzluk, fiziki, ruhsal birçok sıkıntılar… Adını duyduğumuz, duymadığımız nice imtihanlar… Evet, şunda kuşku yok; Neredeyse yok denecek kadar a..
Affetmek insanı yüzeysellikten kurtarır ruhunu esir eden kin nefret intikam gibi duygulardan arınarak hafiflemesini, hayata sevgi ile bakabilmesini sağlar...
Psikologlar: “İnsan, sevme yeteneğini sevilerek kazanır. Sevmeden önce sevilmeyi öğrenir” derler. Buradan yola çıkarak diyebiliriz ki, çocukluğunda sevgi görmemiş insanlar, başkalarını da kolay kolay sevemezler. Kişiliklerinde büyük bir boşluk oluşur...
"Lâ ilahe illallah" yüce, değerli, paha biçilmez bir sözdür ki ona yapışan selâmete kavuşmuş ve azaptan korunmuş olur. Bir hadis-i şerifte, "İnsanlar 'lâ ilahe illallah' diyene kadar onlarla savaşmakla emrolundum. Bunu dedikleri zaman kanlarını benden korumuş olurlar" buyurulmuştur...
Rasûlüllah (sav) şöyle buyurdu: "İnsanoğlu öldüğü zaman, bütün amellerinin sevabı da sona erer. Şu üç şey bundan müstesnadır: Sadaka-i câriye, istifade edilen ilim, kendisine dua eden hayırlı evlat." Müslim, Vasiyyet 14...
Tasavvufta insanı dinin kerih gördüğü, yapılmasını tavsiye etmediği ve yapıldığında Allah’ın rızasına uygun düşmeyen fiil ve davranışlara sürükleyen duygu, düşünce, zevk, emel, gaye, vs. kaynağına genellikle “nefis” ismi verilmiş ve onunla ömür boyu mücadele içerisinde bulunmak gerektiği belirtilmiş..
Muttaki insan Allahın azabından çekinerek emirlerine sımsıkı sarılan, rahmetine güvenip kulluk görevini gerektiği gibi yapan ve Rabbine saygıda kusur etmeyendir...
İnsanların Peygamberlerden öğrenegeldikleri sözlerden biri de: "Utanmadıktan sonra dilediğini yap! "sözüdür.(Buhârî)..
Evet, bir insanın öldükten sonra hayırla anılması, o kimsenin ebediyyen yaşaması demektir. Böyle bir şerefe mazhar olan Osmanlı hanımlarından biri de, Tanzimat devrinin meşhur vezirlerinden Yusuf Kamil Paşa’nın zevcesi Zeynep Hanım’dır. Bu hayırsever kadının en büyük eseri hiç şüphesiz Zeynep Kamil ..
Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri, Bağdad’daki derslerine ve va’zlarına ara verip, bir müddet yalnızlığı tercih ettikten sonra, tekrar ders, va’z ve fetvâ vermeye başladı. Pek meşhûr oldu. İnsanlar her taraftan onun sohbetine koşuştular. Âlimler, sâlihler toplanmıştı. ..
Kim bir mü’mini kasten öldürürse, cezası, içinde ebedî kalacağı cehennemdir. Allah, ona gazap etmiş, lânet etmiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır. NİSA 93..
Kulluk bilincini geliştirmesinde ibadetlerin payı büyüktür. Hakkı verilerek kılınan bir namaz insanı kötülüklerden alıkoyar. Amelle desteklenmeyen iman kuru bir ağaca benzer...
Kul, nefsin azgınlık ve taşkınlığından kurtularak itminan makamına erince, nefs insana güzel bir binit olur. En büyük cihad, nefs ile mücadeledir. Nefsin kötü ahlakı pek çoktur. Bunların başlıcaları; kibir, riya, öfke, hased, mal sevgisi ve makam tutkusudur...
Hazret-i Hüseyin (r.a), Rasûlullah (s.a.s) Efendimizin sevgili ikinci torunu... Hazret-i Ali (r.a)'ın küçük oğlu... “Şehid” lakabıyla meşhur... Başına gelen acı hadiseler dolayısıyla İslâm ümmetinin yüreklerini sızlatan bir yiğit... “Kerbelâ Şehidi” diye tanınan bir sevgili mazlum insan... O, ..
Rahmet, mağfiret ve merhametin membaı şüphesiz Allah Teâlâ’dır. Yaratan, yaşatan, rızıklandıran ve en-nihaye yok eden O’dur. Hal böyleyken, başta insan olmak üzere bütün mahlûkat az ya da çok yekdiğerine muhtaçtır. Sünnetullah böyledir. ..