el-Hasen İbn Ali, dayısı Hind’den şunu nakletti: “Rasulullah (s.a.v.), işaret ettiğinde bütün eliyle işaret ederdi, hayret ettiğinde elini ters çevirirdi, (konuştuğu) zaman, parmaklarını bitiştirir, sağ avucuyla, sol elinin başparmağının içine vururdu. Kızdığı zaman, kızgınlığından hemen vazgeçer v..
Kimin ki, Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem’e bağlılığı gerçekten sabit olursa, Allah Resulü ona bir zırh giydirir, başına bir miğfer çeker, kendi kılıcını kuşatır. Kendi edep ve terbiyesinden, kendi şemailinden, kendi ahlâkından ona bir şeyler tahsis eder. Kendi elbiselerinden bazılarını ona bi..
O, Cemâl ayinesine tecelli etti. Tek tek ve her aynada Habibinin (Sevgilisinin) yüzü göründü. Sübhan’ın Cemâli her aynada tecelli edince, Hakk’ın kabiliyetler nisbetindeki bu kelimelerinde esma görünür oldu. Yani, O’nun Cemâli her aynada görünür olunca esma ile isimlendirildi ki, bunlar Güneşin ufuk..
Rüyetullah (Allah’ı görmek), ilâhi sıfatları görmektir. Bu görüş iki çeşittir: Biri, öbür dünyada vasıtasız olarak Cemâl sıfatının tecellisini görmek, diğeri de bu dünyada kalp aynası aracılığı ile ilâhi sıfatların tecellisine ermek. ..
Allahu Teala, cemâlinin nurundan ilk önce Muhammed Sallallahu Aleyhi Vesellem’in nurunu yarattı. Bu, bir hadis-i kudsi’de şöyle bildirilmiştir:..
Allah, sana sevdiği ve hoşlandığı işlerde başarı ihsan eylesin. Söylediklerimi belle ve anla… Allahu Teala, cemâli nurundan ilk defa MUHAMMED’in (s.a.v.) nurunu yarattı. Bunu Allahu Teala bir Kudsî Hadisinde şöyle açıklar:..
İnsanın ayakları Cennet bahçelerinde gezmek, elleri, ağaçlarındaki meyveleri toplamak, gözleri, âhirette Cenâb-ı Hakk’ın cemâlini görmek için yaratılmıştır...
Ahirette hâl bakımından insanların en mesûdu, en fazla Allah’ı sevenidir. Zira ahiretin manası, Allah’ın huzuruna varmak ve O’nunla mülâki olmanın saadetini elde etmek, demektir. Muhib (âşık) uzun zaman şevkiyle kıvrandığı mahbubunun (sevdiğinin) huzuruna vardığında bulanmaksızın, hasım ve rakibi..
Ârifler sultanı Bayezid-i Bestâmî (k.s) buyurdu ki: “Benim zamanımda, kemâl derecesine erişmiş yetmiş bin velî vardı...
Tasavvufta zikir ve sohbet meclisleri müridin yetişmesinde, maneviyatta yükselmesine sebep olan en önemli meclislerdendir. Mürid, mutlaka bu meclislere iki eli kanda dahi olsa iştirak etmelidir...
Cemaat arasında imamete en yararlı olan, sünneti en iyi bilen (fıkıh bilgisi olan) kimsedir. Bunda eşit olsalar, okuyuşu daha güzel olandır. Bunda da eşit olsalar takvası daha çok olandır...
Hz. Ebû Hureyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Rasûlullâh (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Allah'ın, yollarda dolaşıp zikredenleri araştıran melekleri vardır. AIIahu Teâlayı zikreden bir cemaate rastlarlarsa, birbirlerini: "Aradığınıza gelin!" diye çağırırlar. (Hepsi gelip) onları kanat..
Vecdin hakikati ve mahiyeti hakkında halkın uzun konuşması vardır. Halktan, sûfileri ve dinleme ile ruhlar arasındaki münasebet yönüne bakan hakîmleri kastediyorum. Bu bakımdan biz, onların sözlerinden, lafızlar ve deyimler nakledelim. Sonra oradaki hakikati keşfetmeye çalışalım. Zünnûn-i Mısrî şöy..
Ey cemaat! Allah'ı anlayın. O'nun şanına bilgisizlik yakışmaz, cahil olmayın. O'nu bilin ve itaat edin. Muhalefet ne demek? O'nun yoluna baş koyun. Allah'ın bütün hükümlerine razı olun, niza ve çekişme ayıp olur...
Kabz, darlık sıkıntı, ruhun üzüntülü, dertli, elemli ve endişeli olması hâli, akıl ve kalpteki verimsiz ve kısır hâl, celali tecellileri müşahede hâli. Bast; neşe, sevinç rahat ve huzur hâli. Ruhun feyz, kalbin ilham alma hâli, Cemâli tecellileri müşahede hâli...