Üç Aylar; birbiri ardına açılan rahmet ve mağfiret kapıları olan Recep, Şaban ve Ramazan ayını içinde barındıran, Regâib kandiliyle başlayan, Miraç ve Berat’le devam eden, bin aydan daha hayırlı Kadir gecesiyle zirveye ulaşan, Ramazan bayramıyla da maddî ve manevî alanda “Bayram”a dönüşen manevi y..
Rahman ve Rahim olan yüce Allah’ın adıyla başlıyor ve Selamımı ve tahiyyatlarımı iletiyorum. Ashab-ı Kiram’ın (r.a) Peygambere (s.a.s) olan bağlılığı dillere destandır. Hocamız Zülcenaheyn Abdullah Efendinin derslerinde işlemiş olduğu ve dahi bu kasidelere ilham olan Ashab-ı Kirama (r.a) geçmiş bulu..
Rabbimiz bizi, insanları yarattı. Dünya misafirhanemize yerleştirdi. Nasıl yaşayacağımız gerektiğini kılavuzumuz olan Kur’an-ı Kerimde bildirdi. Bu yaşayış kurallarını pratiğe dönüştüren bir kutlu Resul (s.a.s) gönderdi, âlemlere rahmet, bizlere en güzel örnek...
İslâmiyet’te meşrûiyetin olduğu gibi gerekliliğin de asıl kaynağı, Allah’ın Kitâb’ı ve Rasûlü’nün (s.a.s) sünnetidir. Her alanda gerekli ve geçerli olan bu kâide sebebiyle “Sünnete sarılma”yı, Kitâb ve sünnet nassları ile incelemek şüphesiz tabiî bir durumdur. ..
Geçtiğimiz hafta Hicri yılbaşı ile birlikte içinde bulunmaya başladığımız Muharrem ayı hem Hicri takvimin ilk ayı olması hem de Aşura günü dolayısıyla inananlar için farklı anlamlara sahip olan aylardan. Muharrem dolayısıyla da Müslüman halkın gündelik hayatında yavaş yavaş kıpırdanmalar hissedilmey..
Kurban Bayramı'nın dinimizde ayrı bir yeri vardır. Hacc günlerinin hemen peşinden, kurban kesilerek bayram yapılışı çok mânidardır. "Eyyâm-ı nahr" denilen bu günlerde, hâli vakti yerinde olan her müslüman, Cenâb-ı Allah’ın (c.c) rızası için kurban keser. İslâm ölçüleri içerisinde, bayramını bayram y..
* Hz. Peygamber (s.a.s.), kurban etinin üçe taksim edilip, bir bölümünün kurban kesemeyen yoksullara dağıtılmasını, bir bölümünün akraba, tanıdık ve komşularla paylaşılmasını, bir kısmının da evde yenmesini tavsiye etmiştir Kurban etinin tamamı evde bırakılabilir. Ancak, durumu iyi olan müslümanları..
Sözlükte bir yöne doğru açılarak uzayıp gitmek, açık olmak; açık hale getirmek anlamlarındaki şer‘ kökünden türeyen şerîat (çoğulu şerâi‘) ve şir‘at kelimeleri insanların ya da hayvanların su içtiği, açıkta olan ve kesilmeyen akarsu; bu suya giden yollar manalarına gelmektedir...
Genellikle itikat kitaplarımızın başında farklı rivayetleri de bulunan bir hadis-i şerifin meşhur olan rivayetiyle Efendimiz (s.a.s): ..
Şâban ayının onbeşinci gecesinde İslam aleminde kutlanan bu gecenin ismi olan 'berat' Arapça'da berâe-berâet kelimesiyle ifade edilir ve “iki şey arasında ilişki olmaması; kişinin bir yükümlülükten kurtulması veya yükümlülüğünün bulunmaması” anlamına gelir...
Vakfın, genellikle vâkıfı tarafından hazırlanmış nizâmnâmesine vakfiye denir. Bunlar, kadılık siciline işlendikten sonra kesinleşirdi. Tarih boyunca vakfiyeler, taş, deri ve kâğıt üzerine yazılmıştır. Şayet vakıf, bir bina ise bazen vakfiye bina duvarlarından birine kazılırdı. Nitekim Türkçe ilk va..
Rabbimizin “Selâm” ismiyle tahiyyatlarımı sunuyorum. Önceki yazımıza değerli Üstadımız Abdullah Efendinin Kaside-i Bürde derslerinden örneklerle giriş yapmıştık...
İlk dönem sufi ve zahidlerinden olan Dâvûd et-Tâi´nin (k.s) doğum tarihi belli değildir. Zehebi II. yüzyılın başlarında doğduğunu belirtir. Kûfe´de İmam-ı Azam´ın yanında uzun yıllar hadis ve fıkıh okudu. Onun gözde öğrencilerinden olan Dâvûd, ilimde ve fıkıhta yüksek bir seviyeye ulaştı; ayrıca et..
es-Selâmü Aleyküm değerli gönül dostları, hatırlayacağınız üzere bu yazımıza değerli Üstadımız Zamanımızın Kutbu, Veliler Önderi Gavsu’l-Azam Pir Abdülkadir Geylânî Hz.lerinin varisi, Abdullah Efendinin Kaside-i Bürde derslerinden örneklerle giriş yapmıştık...
Aşure… Muharrem ayının onuncu günü... Sevgili Peygamberimiz buyuruyor ki: “Ramazan orucundan sonra en faziletli oruç, Allah’ın değer verdiği ay olan Muharrem ayında tutulan aşure orucudur.” (Müslim, Sıyâm/202) “Aşure günü orucunun, bir önceki yılın günahlarına keffaret olmasını Allah’tan umarım.”..
Maddî bir karşılık beklemeden başkalarına yardım etmek gibi ulvî bir düşüncenin mahsulü olan vakıf, İslam toplumunda yüzyıllardır derin tesirler icra etmiş dinî ve hukukî bir müessesedir...