18. Mürşid seçerken gerçekten kâmil bir mürşid aramalı ve onun mutlaka silsileden silsileye gelecek şekilde devam eden icazetli olanını bulmak lazımdır. ..
Bil Ey Oğul, insan sıradan yahut rasgele yaratılmış bir şey değildir, mükemmel bir sanatla yaratılmış ve bir büyük gayeye doğru yürütülmektedir; kendisi ebedi değildir ama ebediyen yaşatılacaktır; ve bu beden süfli ve arızidir, ancak ruh ulvi ve semâvidir...
Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: “Ben de dâhil bütün peygamberlerin söylemiş olduğu en faziletli söz ‘Lâ ilâhe illallâhu vahdehû lâ şerike leh’tir. (Allah’tan başka ma’bud yoktur. Allah birdir; O’nun ortağı yoktur!)” (Kitâbü’l-Hacc)..
Büyük mutasavvıf Niyazî-i Mısrî birçok tasavvufî ve tarihî meseleyi yazdığı Hatıralar'a tahminen Rodos'a neyfinden (1083-1673) sonra başlayıp çoğunu Limni'ye birinci sürülüşünde yazmıştır. Hatıralar'ın 1693'te ölümünden bir yıl önce -ikinci sürgün sırasında- da yanında olduğu yazılarından anlaşılıyo..
Kurban Bayramına az bir zaman var. Senede bir kez ifa edilen bu ibadetle ilgili ayet ve hadisler ışığında bazı önemli hatırlatmalarda bulunmayı görev bildik...
Teşrik tekbirleri, Kurban arifesi sabah namazında başlayıp dördüncü gün ikindi namazı ile son bulan ve getirilmesi vacip olan tekbirlerdir. ..
Peygamberimiz aleyhisselam; Necran’da vazifeli bulunan Amr b. Hazm’a gönderdiği yazıda: “Kurban Bayramı namazını acele edip hemen kıldır. Ramazan Bayramı namazını ise, biraz geciktirip halka vaaz ve nasihatte bulun!” buyurmuştur.(1) ..
Allah, Adil’dir, hükümlerinde asla zulmetmez. Sadık’dır, haber verdiği hiç bir şeyde döneklik yapmaz. Öncesi olmayan bir söz ile konuşucudur. Onun sözünün başka hiç bir yaratıcısı yoktur...
Ebu Hüreyre şöyle buyurmuştur: ‘Gök ehli, içerisinde Allah’ın zikredildiği evleri tıpkı bir yıldız gibi görür.’..
Bir devrin fırtına adamı, kalem ve kelam abidesi Üstad NECİP FAZIL’la ilgili bir tutam hatıra, bir demet değerlendirme... YâSelâm!..
“Bir defasında Abdullah b. Ömer’i (r.a) gördüm; Rasûlullâh’ın minberde oturduğu yere elini sürüyor, sonrada yüzünü sıvazlıyordu.”..
Peygamberimiz (s.a.s) buyuruyor ki: "Allah, kulun kalbi ile bedenini birlikte hazırlayarak kılmadığı namazın tarafına bakmaz."..
İki çeşit ölüm vardır. Bunlardan biri, avam tabakasının bildiği ölümdür. Bir de havas, yani seçkinler tabakasınca bilinen bir ölüm vardır ki, bu da hevaî duyguların, nefslerin, kör tabiatların ve kötü âdet ve alışkanlıkların ölmesi ve yok olması demektir...
“Aşk yapışkan bir bitkidir. İnsanların sevgisine aşk denmesi, kalbe yapışmasındandır.” (Ferra)..
Dünyaya dalan, dünyaya aldanan, şehvetlerine köle olan bir kimsenin kalbi, şüphesiz ki ölümün zikrinden gaflet gösterir. Ölümü hatırlamaz. Kendisine ölüm hatırlatıldığında bunu hoş karşılamadığı gibi ölümden nefret eder...
"Cahil, bilmediğini sormaktan utanmasın. Âlim, içinden çıkamayacağı bir meselede 'en iyisini Allahu Teâlâ bilir’ demekten sakınmasın."..