“Hz. Peygamber’e ‘Sana nasıl salât-ı şerife getirelim?’ diye sorulunca şu cevabı verdi: Deyiniz ki; ey Allah’ım! Kulun Muhammed’e, âline, zevcelerine ve zürriyetine, İbrahim’e, onun âline salâvat ettiğin gibi, salâvat et. İbrahim ve âline bereket yağdırdığın gibi, Muhammed’e, pâk zevcelerine ve zürriyetine de bereket yağdır. Çünkü sen hamid, herkes tarafından yapılan ve herkes tarafından övülen bir ilâhsın.”
Allah Teâlâ (c.c) şöyle buyurmaktadır:
“Gerçekten Allah ve melekleri peygambere salât ederler. Ey iman edenler! Siz de ona salât ediniz ve gönülden teslim olunuz.” (Ahzâb/56)
Rivayet ediliyor ki, Hz. Peygamber (s.a) günün birinde, yüzünde müjde alâmetleri olduğu hâlde çıkageldi ve şöyle buyurdu:
“Cebrâil (a.s) bana gelerek dedi ki: ‘Ey Muhammed! Sen râzı değil misin ki, ümmetinden herhangi bir kişi bir defacık sana salâvat-ı şerife getirirse ben ona on defa salâvat edeyim? Sen râzı değil misin, ümmetinden herhangi bir kimse sana bir defa selâm ederse, ben ona on defa selâm edeyim?’ (1)
“Kim benim üzerime salâvat getirirse, o salât getirdiği müddetçe melekler de onun üzerine salâvat getirirler. O kimse bu keyfiyeti bildikten sonra üzerime ister az, ister çok salâvat getirsin.” (2)
“İnsanların (müslümanların) bana en yakını, bana en fazla salâvat-ı şerife getirenidir.” (3)
“Müslüman kişi ki ben onun yanında yâd edildiğim hâlde o bana salâvat-ı şerife getirmez, bu cimrilik yönünden ona yeter de artar bile.” (4)
“Cuma gününde bana çok salâvat-ı şerife getirin.” (5)
“Ümmetimden bana salâvat-ı şerife getiren kimse için on sevap yazılır ve defterinden on günah da silinir.” (6)
“Kim herhangi bir kitapta benim üzerime bir salât getirirse (yazarsa) ismim o kitapta oldukça melekler o kimse için af talebinde bulunurlar.” (7)
“Yeryüzünde seyahat eden birtakım melekler vardır. Onların vazifeleri ümmetimin selâmını bana iletmektir.”
1) Nesâî ve İbn Hibban, (Ebu Talha’dan)
2) İbn Hâce (Amr b. Rebî’den); Taberânî.
3) Tirmizî, (İbn Mes’ud’dan)
4) Kasım b. Esbağ, (Hz. Hasan’dan)
5) Ebu Dâvud, Nesâî, İbn Mâce, İbn Hibban ve Hâkim
6) Nesâî (Amr b. Dinar’dan)
7) Taberânî, Evsat; Ebu Şeyh, es-Sevab; el-Müstağfirî, Daavât, (Ebu Hureyre’den)