Muridan

İslamın Öngördüğü İnsan - Kul ve Kamu Hakkı 22.08.14 Hutbe

Nevşehir_ Kozaklı da irad edilen cuma hutbesinin konusu: Kul ve kamu hakkı ile Kuran’da öngörülen model insan hakkındadır.

İslâmın Öngördüğü İnsan
 
Yüce Rabbimiz: “Müminler o kimselerdir ki; Allah anıldığı zaman kalpleri ürperir; O’nun ayetleri kendilerine okunduğu zaman (bu) onların imanlarını artırır; Onlar sadece Rablerine tevekkül ederler. Onlar namazı dosdoğru kılan, kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda harcayan kimselerdir. İşte onlar gerçekten müminlerdir; onlara, Rableri katında yüksek mertebeler, bağışlanma ve cömertçe verilmiş rızık vardır” Enfal 2-4
buyurarak Müminleri tanıtmaktadır.
Kuran’da öngörülen model insan, Hz. Muhammed (s.a.v.)’in ta kendisidir. Hz. Aişe (r.a.)validemizin ifadesiyle, “O’nun ahlakı Kuran ahlakıdır.” Hz. Peygamber’in, özü-sözü doğru, asla yalan söylemeyen kimse, anlamına gelen “el-emin” sıfatı, her Müslüman’a örnek olmalıdır. Peygamber Efendimizin dilinde ideal Müslüman; iyi niyetlidir; inancında, düşüncesinde, söz, iş ve ibadetlerinde samimidir. Her türlü hurafe ve batıl inanıştan uzaktır. İbadetlerinde, hayır ve hasenatlar da devamlıdır. Günah ve hatalarında ısrarcı değildir. Günah işlediğini ya da hata yaptığını anladığında derhal yaptıklarından tövbe eder. Güzel ahlak sahibidir. Elinden ve dilinden kimseye zarar gelmez. Her yönüyle güven ve emniyet insanıdır. Hayır sahibi ve hizmet ehlidir. Kardeşlik hukukuna riayet ederek, bütün Müslümanları kardeş bilir. Duyarlıdır; başkalarının acı ve ıstıraplarına karşı duyarsız kalmaz. Müslüman olarak yaşayıp, Müslüman olarak ölmek en büyük arzusudur.
 
* * *
Kul ve Kamu Hakkı
 
Hayatımızı perişan etmemek ve hesap gününde mahcup olmamak için; kul ve kamu hakları konusunda son derece duyarlı olalım. Kul hakkını, hak sahibi bağışlamadıkça Allah’ın bağışlamayacağını bilelim. Bakınız, Sevgili Peygamberimiz buyuruyor ki: “Kişi namaz, oruç, zekât gibi ibadetlerini eda etmiş olarak Allah’ın huzuruna gelir. Bununla beraber; kimine sövmüş, kiminin kanını akıtmış, kiminin malını yemiş, kimine de iftira etmiştir. Bu durum karşısında onun ibadetlerinden elde ettiği sevaplar kendisinden alınarak hak sahiplerine dağıtılır. Eğer ibadetleri ve iyilikleri kul haklarını ödemeye yetmezse, hak sahiplerinin
günahlarından alınıp kendisinin günahlarına eklenir. Böylece sevapları gitmiş, günahları artmış, neticede iflâs etmiş olarak cehenneme atılır!”Müslim, Birr, 60; Tirmîzî, Kıyâme, 2.
O halde, Kıymetli Kardeşlerim! Geleceği konusunda asla şüphe olmayan ve hiçbir ayrıcalığın söz konusu olmayacağı ve her şeyin ortaya konulup, hesabının görüleceği o çetin günde; o Yevmi Kıyamet’te Yüce Allah’ın huzurunda iflâs edenlerden olmamak için, herkesin hak ve hukukuna mutlaka riayet edelim.

Top