Hacı Mustafa Hayri Baba (k.s) Hazretleri müritlik dönemine ait başından geçen bir olayı şöyle anlattı: Bir gün nafile bir oruç tutuyordum. Bizim Malatya’da herkesçe iyi tanınan (meşâyih bilinen) birinin dükkânına gittim...
Sehl b. Sa’d derki: “Bir kadın, Rasûlullâh aleyhisselâma gelerek: ‘Yâ Rasûlallah! Ben kendimi sana hibe etmeye, bağışlamaya geldim!’ dedi. Rasûlullâh (a.s), kadına baktıktan sonra, başını önüne eğdi...
Yolculuktan dönen kimsenin bazı usûl ve erkâna dikkat etmesi gerekir. Bunlardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz:..
Akıllı ol. Yalancı olma. Allah'tan korktuğunu söylüyorsun; fakat halktan biri seni tehdid etse korkuyorsun. Hiç kimseden korkma. İnsanlar sana bir şey yapamaz. ..
Rasûlullah (sav), hiç kimsenin kendisini arkadaşlarından farklı görmesini sevmezdi. Bir sefer esnâsında, ashâbından koyun kesip pişirmelerini istemişti...
“Efendimiz Aleyhisselam; üzerinde siyah yünden dokunmuş nakışlı bir örtü olduğu halde, sabahleyin evden çıktı...
Sadaka taşı, iki metre boyunda mermer bir sütun. Üstünde bir çukur var. Geçen asırda, yolu buraya düşenlerden hal ve vakti yerinde olanlar, mermerin üstündeki çukura birer miktar para bırakırmış...
Hz. Ali (ra) şöyle anlatır: Rasûlullah (sav) zamanında Medine sokaklarından birinde yürümekte olan bir adam, yine yolda yürümekte olan bir kadına baktı. ..
Peygamber (s.a.v) Efendimiz’den şöyle rivayet edilir: “Musibetleri saklı tutmak, Arş hazinelerinden birine sahip olmak kadar büyüktür.”..