Muridan
Sünnet-i Seniyye´den...

Sünnet-i Seniyye´den...

Biriyle görüşeceği zaman daima önce selam verir ve tokalaşırdı. Eğer biri eğile­rek kulağına birşeyler söylerse, o kişi ağzını, kulağından çekinceye kadar onun tarafına yüzünü çevirmezdi.

Tokalaşırken de adeti böyleydi. Yani birinin elini tutunca, o kişi elini kendiliğinden çekmediği sürece onun elini bırakmazdı. Bir toplantıda otururken, dizleri hiçbir zaman yanında oturanlardan daha önde ol­mazdı.
Kendisini ziyarete gelmek isteyen kimse, kapısının önüne gelip durur, önce "es-Selâmü aleyküm" der, sonra "İçeri girebilir miyim?" diye izin isterdi. Kendisi de biriyle görüşmek üzere gittiğinde aynı şekilde izin isterdi. Bu şekilde hareket et­meyenleri kabul etmez, geri çevirirdi. Bir keresinde Benû Amr kabilesinden bir ki­şi geldi ve kapıya dikilerek, "İçeri girebilir miyim?" diye seslendi. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem yanındakilere: "Git, şuna izin istemeyi öğret de ondan sonra gelsin" buyurdu.
Bir keresinde Kureyş'in önde gelen liderlerinden Safvân b. Ümeyye, Hz. Pey­gamber sallallahu aleyhi vesellem'e kardeşi Kinde vasıtasıyla süt, geyik yavrusu ve odun göndermişti. Kinde, rastgele, izin almadan girdi ve Allah Resûlü'nün yanına geldi. Bunun üzerine Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem: "Geri dön, selam ver, ondan sonra içeri gir" buyurdu.
Bir keresinde Câbir (ra) ziyaret için geldi ve kapıya yaslandı. Allah Resulü, "Kim o?" diye seslendi. Câbir, "Benim" dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem: "Ben?!" buyurdu. Yani "ben ne demek, adını söyle!" demek istedi.
Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem bir eve girmek istediğinde kapının sağına veya soluna durup bekler ve "es-Selâmü aleyküm" dedikten sonra içeri girmek için izin isterdi. Bu olayı anlatan râvinin bildirdiğine göre: "Hz. Peygam­ber sallallahu aleyhi vesellem'in, kapının tam karşısında beklemeyip kapının yan tarafında durmasının sebebi; o zamanlar kapılara perde asma adetinin olmama­sıydı. Eğer ev sahibi izin vermezse geri dönerdi. Bir keresinde Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem, Sa'd b. Ubâde (ra)'ın evine gitmişti. Dışarıda durarak içeri girmek için izin istemek maksadıyla "es-Selâmü aleyküm ve rahmetullah" dedi. Sa'd (ra) Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem'in duyamayacağı kadar alçak bir sesle selamı aldı. Sa'd (ra)'ın oğlu Kays b. Sa'd; "Hz. Peygamber sallal­lahu aleyhi vesellem'in içeri girmesine neden izin vermiyorsun?" deyince Sa'd (ra) "Sus! Allah Resulü tekrar tekrar selam verirse, bizim için huzur ve bereket kaynağı olur" dedi. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem iki kere selam ver­di. Sa'd da sesi duyulmayacak şekilde cevap gelmeyince geri dönüp yürüdü. Sa'd (ra) Allah Resûlü'nün gittiğini görünce arkasından koştu ve: "Sizin selamınızı duyuyordum. Ama tekrar tekrar selam vermenizi arzu ettiğim için selamızını sessizce alıyordum" dedi.
Birinin evine gittiği zaman başköşeye oturmaktan kaçınırdı. Bir defasında Ab­dullah b. Ömer (ra)'ın evine gitmişti. Abdullah b. Ömer, oturması için Hz. Peygam­ber sallallahu aleyhi vesellem'in altma bir deri şilte serdi. Fakat Hz. Peygamber sal­lallahu aleyhi vesellem yere oturdu ve şilte Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem'le Abdullah b. Ömer'in arasında kaldı.
 
Son Peygamber, Mevlana Şibli Numani

Top