1492’de, Sultan Bayezid-ı Velî devrinde, Galata sırtlarındaki Theodore Manastırı’nın harabeleri üzerinde yeni bir bina yükseldi: Galata Mevlevîhanesi...
Tasavvufun menşeini teşkil eden Aleyhissalâtü Vesselâm Efendimiz, aynı zamanda tasavvufî şiirlerin de membaıdır...
Dünya üzerinde vukua gelen ve birçok insanın ölmesine, çok büyük zararlarına yol açan, hepimizin korkup tir tir titrediği başta depremler olmak üzere, rüzgâr ve benzeri olaylar karşısında insanoğlu acizdir...
İsimleri yalnızca anılan seçkin ashab hakkında, "radıyallahü anh" deriz. Bunlardan iki kişi için, "radıyallahü anhüma" ve ikiden çok kimseler için de "radıyallahü anhüm" deriz...
Buharî'de, İbnü Ömer (r.a)'den gelen şöyle bir rivayet vardır: "Hz. Ömer mescidin kapısında satılık bir (yani ipekli çitari nev'inden yollu bir elbise) gördü...
Şeyh, Allâh’ı kullarına gerçek manada sevdiren, kullarını da Allâh(c.c)’a sevdiren ve yaklaştıran kimsedir. Şeyh, ittiba-i Resul(sav)’u şart koşar ve oraya götürür. Tezkiy-i nefis yoluyla Cenab-ı Hakk’ı bildirir ve sevdirir. Şeyhin üzerinde Cenab-ı Hakk’ın verdiği bir vakar vardır. Şeyhlik yolu..
Sûfî Ebu Muhammed Cerirî (ö. H.321) şöyle diyor: “İlk nesil Müslümanlar arasındaki ilişkilerde, dini hükümler esas alınmıştır. Sonra, din inceldi ve riayet edilmez oldu...
Âlimlerden bir zât, yine bir gün Bâyezid hazretlerini görünce çok sevmiş, zekâ ve anlayışını ölçmek için: 'Güzel çocuk, namaz kılmasını biliyor musun?' diye sormuştu. Bâyezid-i Bestâmî(k.s.) de:..
Kays, herkese çok ihsanda bulunan, isteyenlere borç para veren cömert bir zattır. Bir gün hastalanır. Ancak tanıdıkları ziyaretine gelmezler...
On dört asır evvel, yine böyle bir geceydi, Kumdan, ayın on dördü, bir öksüz çıkıverdi. Lakin o ne hüsrandı ki; hissetmedi gözler, Kaç bin senedir hâlbuki bekleşmedelerdi...
Çağımız insanını mahveden en büyük bombanın adı “sekülerizasyon”dur. Yani dünyevîleşmek. Yani âhireti yok saymak…..
Tasavvufun belli bir şeklini yaşamak için “şeyhin” lüzumlu ve gerekli, diğer bir şeklini yaşamak için ise şart ve zorunlu olduğunu belirten sûfiler; bu yola girmemenin doğuracağı zararları ve bunun yol açacağı manevî felaketleri göstermekten geri durmamışlardır. Bu yolda bazıları yolunu kaybeder, şe..
Osmanlı pâdişâhlarından Kanunî Sultan Süleymân Hân zamanında, Bursa’da yaşayan evliyânın büyüklerinden. 895 (m. 1490) senesinde Bursa’da doğdu. İsmi Muhammed olup, babası Manyaslı Mehmed Efendi’dir. Üftâde lakabıyla meşhûr oldu. Bursa’nın çeşitli câmilerinde müezzin ve İmâm olarak vazîfe yaptı. 989 ..
... “çocuklarla çocuklaşabilen”, bunu başarabilen ve diğer insanlara da tavsiye eden “Çocuğu olan onunla çocuklaşsın” hadisi.....