Havâtır (hâtır); hatırlama, anma, fikir, insanın içinde duyduğu ses, can kulağı ile işitilen sada. Bu ses kaynağına göre hâtır-ı Hakk, ilhamı, hâtır-ı şeytan, hâtır-ı nefs, hevâcis ve vesvese gibi isimler alır...
Bu üç terim açık (bedihî) bilgileri ifade eder. Yakîn öyle bir ilimdir ki, bu bilgiye sahip olan kimse ulemâ dilinde kullanılan manada ve mutlak olarak şüpheye düşmez...
Daha önce Abdullah DEMİRCİOĞLU Efendi Hazretleri’ne arz edilip, kendisi tarafından cevaplandırılmış soruları sizlere takdim ediyoruz. S.1. Tasavvuf cemaati “ilm-i ledün” ismi altında Rasûlullâh’ın (s.a.s) sünnetlerini tahrip mi ediyor? C.1. İlm-i Ledün adı altında Rasûlullâh’ın (s.a.s) sünnetlerin..
Efendim, yurdumuzun dört bir yanında kabirlerini ziyaretle şereflendiğimiz, feyizlendiğimiz tasavvuf büyükleri var. Bu mana sultanlarının, kâmil insanlar yetiştirmenin yanı sıra sosyal ve ekonomik hayata katkılarının ne denli çok olduğu da malum. Birçoğu İslâmî ilimlerin zahirine ve batınına vakıf o..
Sûfilerin en çok söyledikleri sözlerden biri de varidat kelimesidir. Vârid kulun, kasdı olmaksızın kalbe gelen Hâtırlar (havâtır, ilham, feyz) dır...
Genellikle tasavvufta insan aklının önemsenmediği, hatta çoğu zaman küçümsendiği ve aşağılandığı kabul edilir ve bu ön kabulden hareket edilerek tasavvuf ve sûfilik ağır bir şekilde eleştirilir, İslâm toplumlarının geri kalmışlığı buna bağlanır. Bu düşünce elbette ki tartışmaya ve eleştiriye açıktır..
Kalbin ve ruhun iyi ve kötü vasıflarından ve bu kötü vasıflardan nasıl donatılacağından ve ibadetlerin manevi yönünden, ibadetlerin ruhtaki tedavi ve ruhtaki te'sir ve zararından bahseder ki bu ilme "Tasavvuf İlmi" adı verilmiştir...
Anlatmak için anlamak gerekir. Hemen bir soru ile başlayalım. Kaç kişi anlıyor ve kaç kişi anlatabiliyor? Hele hele İslam dininin bünyesinde mevcut tasavvufi hayatı anlamadıktan sonra O´nu anlamak ve anlatmak mümkün mü? Yapılan Mevlânâ´yı anma törenlerine bu merkezden bakmak lâzımdır. Saz ve diğer ..
Tasavvufun Menşei: Hz. Peygamber döneminde tasavvuf kelimesi kullanılmıyordu. Ama bir ruh hayatı olan tasavvufu Efendimiz ve ashabının yaşayışlarında bulmamız mümkündür. Hicri 200 yılından önce dünyayı bırakıp nefislerini Allah ile geçiren, riyazet yoluyla ruhi kabiliyetlerini geliştirenlerin yoluna..
Tasavvufun menşeini teşkil eden Aleyhissalâtü Vesselâm Efendimiz, aynı zamanda tasavvufî şiirlerin de membaıdır...
Sûfîlerin sözleri arasında en çok geçen ıstılahlardan biri de şâhid kelimesidir. Falan ilim şâhidi ile, filân vecd şâhidi ile, falan hâl şâhidi iledir, derler ve şâhid sözü ile, o anda insan kalbinde hazır ve mevcut olan şeyi kastederler...
Tasavvufun belli bir şeklini yaşamak için “şeyhin” lüzumlu ve gerekli, diğer bir şeklini yaşamak için ise şart ve zorunlu olduğunu belirten sûfiler; bu yola girmemenin doğuracağı zararları ve bunun yol açacağı manevî felaketleri göstermekten geri durmamışlardır. Bu yolda bazıları yolunu kaybeder, şe..
Hikâye ederler ki: Şakik Belhi, Cafer b. Muhammed'e (Sâdık) fütüvvetin ne olduğunu sormuş, o da: “Bu konuda senin fikrin nedir?” demiş...
İnsanlığın kültür tarihi halim-selim, uysal birçok âlim, arif ve sanatkârı tanıdığı gibi muhalif, kafa tutan, heterodoks şahsiyetlere de şahittir. Bu genellemeyi İslâm dünyası için de yapmanın hiçbir mahzuru yoktur. Yaklaşık 1500 yıldır İslâm dünyasının değişik coğrafyalarında farklı mezhep, ekol v..
Cüneyd’e: “Sabır nedir?” diye sorulunca: “Yüzü ekşitmeden acıyı yudum yudum içine sindirmedir” demiştir. ..
Buna bir soru ile başlayalım. Tasavvuf bid’at mıdır? Tasavvufun Hindistan’dan geldiği, onun tesiri altında olduğu söyleniyor, doğru mu?..