Muridan
Meşhûr Sûfîler, Yahyâ b. Muaz (k.s)

Meşhûr Sûfîler, Yahyâ b. Muaz (k.s)

Zamanında eşi bulunmayan yegâne bir velî idi. Recâ konusunda özel bir üslûb ile konuşmuştur. Marifet hakkında sözleri vardır. Belh’e gitmiş, bir müddet orada ikâmet ettikten sonra Nişabur’a dönmüş ve 258 (871) senesinde vefat etmiştir.

 Yahya b. Muaz:

 “Verâ sahibi olmayan nasıl zâhid olur? Önce sana ait olmayan şeye karşı verâ sahibi ol, sonra sana ait olan şeyde zühd göster” demiştir.

 Yine bu senetle Yahya b. Muaz der ki:

 “Çok tevbe edenlere (tevvâbîn) aç kalmaları, bir tecrübedir. Zâhidlerin aç kalmaları, nefislerine tatbik ettikleri bir siyasettir. Sıddîk olanların aç kalmaları, Allah’tan kendilerine bir ihsan ve ikramdır.”

 Yahya b. Muaz: “Fevt (dinî ve ahlâkî bir şeyi ifa etmeyi elden kaçırmak, fırsatı kaybetmek), mevtten daha zordur. Çünkü fevt Hakk’tan ayrı düşmek, mevt (ölüm) halktan ayrılmaktır” demiştir.

 Yahya der ki:

 “Nefsi her zaman, o zamana ait en faydalı ve en uygun şeyle meşgul etmekten daha büyük kazanç olamaz.”

 Derler ki: Yahya b. Muaz Belh’te zenginliğin fakirlikten üstün olduğu konusunda konuşmuş, bundan dolayı kendisine otuz bin dirhem ihsan olunmuş, bunun üzerine şeyhlerden biri kendisine: Allah bu malı sana mübarek kılmasın, demiş. Sonra Nişabur’a gitmek üzere oradan ayrılmış. Yolda soyguncuların eline düşmüş ve parayı bunlara kaptırmıştı. Böylece ilâhî bir ihtarla fakirliğin zenginlikten üstün olduğunu idrâk etmiş, şeyhin duası bu şekilde tecelli etmişti.

 Yahya b. Muaz:

 “Bir kimse açıkça değil de içinden ve gizlice Allah’a hıyanet ederse, Allah onun ar ve namus perdesini yırtar ve kendisini rezil eder” demiştir.

 Yahya b. Muâz der ki:

 “Şerli insanların seni tezkiye etmeleri, senin için bir kusurdur. Seni sevmeleri ise, senin için bir ayıptır. Sana muhtaç olan senin nezdinde zelil olur.” (Şu halde zelil olmamak için zâhid olmak icabeder).

 

 Kuşeyrî Risâlesi

Top