Ayağa giyilen ve "Mest" adı verilen mest hükmündeki şeyler üzerine, abdest alınırken meshedilmesi caizdir. Bu, İslam dininin gösterdiği bir kolaylıktır. Bu meshden maksad, mestlerin üzerine ayakların uclarından başlayıp aşık kemiklerini aşmak üzeri inciklere doğru ıslak olan el parmaklarını sürmekti..
Peygamberimizin ashabından bazıları, namaz kılacakları zaman Mekke vadilerine gider, namaz kıldıklarını kavim ve kabilelerinden gizli tutmak isterlerdi.(1) ..
Riyâkârın giydiği elbise cicili, ama içi pistir. Yapmak veya yapmamakta serbest olduğu işlere yanaşmaz, kendince sofuluk satar. Mukaddesatını satarak geçinir. Şüpheli şeylerden sakınmaz. Haram yer. Tembeldir, çalışmaz. Açık emirle yasak edilen hiç bir işi yapmaktan çekinmez. Yaptığı iyilik sadece bi..
..."Ben..." deyince, Nebi (s.a.s) şöyle buyurdu: "Otuzdan fazla meleği, onu yazmak için birbiriyle yarışırken gördüm."..
Yüce Allah, varlıklar içerisinde insanı mükerrem ve şerefli bir konumda yaratmıştır. Bu bakımdan insan, saygı ve hürmete layıktır. İnsanı insan yapan özelliklerin dışında kalan nitelikler, dinimize göre bir üstünlük sebebi değildir...
İbrahim b. Edhem, orak biçmek ve bağ bekçiliği yapmak gibi işlerde çalışır ve elinin emeği ile geçinirdi. Naklederler ki; çölde yolculuk yaparken rastladığı bir adam ona, İsm-i A‘zam’ı öğretmiş, O da bu isimle dua edince Hızır’ı (a.s) görmüştü. Hızır, O’na:..
Enes bin Malik anlatıyor: -Bir bayram günü idi. Biz Nebî -sallallâhu aleyhi ve sellem- ile camiden çıkmış menzillerimize dönüyorduk. Çocuklar bayramın neşesi içinde oynuyorlar, kuşlar gibi cıvıldaşıyorlardı. Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, çocukları çok severdi, onların bu neşeler..
Peygamberimiz (a.s) Mekke’nin fethi günü Kabe’yi tavaf ederken, Fadâle el-Leysî öldürmek maksadıyla Efendimize yaklaşınca, Efendimiz (a.s) ona doğru vardı ve:..
Nefs-i mutmainne ifadesi Kur’an-ı Kerim’de, nefs-i emmare, nefs-i levvame gibi bir defa geçmektedir. (Fecr, 89/27) Bu terimler daha sonraki asırlarda yaşayan alim ve ariflerce nefis eğitiminin kademelerine isim olarak verilmiştir. İnsan nefsinde var olan kin, kibir, hased, şehvet, riya gibi hastalık..
Sûfîler bazen vakit sözü ile insanın içinde bulunduğu zaman parçasını kastederler. Bunun için bazı sûfîler, vakit iki zaman arasındaki şeydir. Yani geçmiş zamanla gelecek zaman arasındaki şeydir, demişlerdir...
İnsanı zikir-fikir geliştirir. Fakat ona gerçek anlamda faydası dokunacak olan rabıtadır. Yunusemre hazretleri diyor ki;..
Kazançlarınızı zayi etmemeye dikkat edin. İbadet ediyorsun. Allah’ı zikrediyorsun. Cenâb-ı Hakk sana bir nur, bir sevap veriyor. Bunu küfür, yalan, gıybet vesair ile sen zayi etmiş oluyorsun. Nasıl ki bir tacir kazanıp da akşam olunca 300-500 lira kazandığı halde meyhaneye, kumara şuraya buraya gid..
Peygamberimiz Aleyhisselam, karnının üzerine (yüzükoyun) yatan bir adama rastlayınca: "İşte bu, Allah'ın hiç sevmediği bir yatıştır!" buyurdu. Peygamberimiz Aleyhisselam in hiçbir zaman ayaklarını meclisinde bulunanların önüne doğru uzattığı görülmem iştir...
Şeyhlerin kalplerini hıfzetmek, onlara karşı saygılı ve edepli olmak, kendilerinden zuhur eden şeyleri kabul etmek, hiçbir hususta itirazda bulunmamak demektir. Şeyh; yaşlı, ihtiyar, pîr, hoca, mürşid ve rehber gibi manalara gelir...
Ey cemaat! Allah'ı anlayın. O'nun şanına bilgisizlik yakışmaz, cahil olmayın. O'nu bilin ve itaat edin. Muhalefet ne demek? O'nun yoluna baş koyun. Allah'ın bütün hükümlerine razı olun, niza ve çekişme ayıp olur...