Allahu Teâlâ, Efendimiz aleyhisselama “Habibim” buyuruyor. Habib, sevgili demektir. Şimdi İmam-ı Gazalî, İmam-ı Kastalânî hazretleri gibi İslâm âlimlerinden naklen Allahu Teâlâ’nın sevip sevmediği kimseleri bildirelim! ..
Yaratılan her şeyin bir ömrü olduğu gibi, bu dünyanın da bir ömrü vardır. Bir gün gelecek, bu âlemden ve üzerindeki yaratılmışlardan bir eser kalmayacak ve kainattaki bu mükemmel nizam bozulacak ay, güneş ve yıldızlar birbirine çarpıp parçalanacak, dağlar pamuk gibi atılacak ve her şey mahvolacaktır..
. Useyr b. Câbir anlatıyor ve diyor ki: “Kûfe’de bir mecliste idik. Meclis dağılınca bir gurup insan orada kalıyordu. Aralarında öyle bir adam vardı ki onun gibi tatlı konuşan insan görmemiştim. Onu çok sevmiştim...
Denildiği gibi, O (s.a.s) da bir beşerdi. Ama yakut da bir taş cinsinden olduğu halde, diğer taşlara karşı üstünlüğü olduğu için kralların taçlarını süsler...
İbrahim b. Edhem, orak biçmek ve bağ bekçiliği yapmak gibi işlerde çalışır ve elinin emeği ile geçinirdi. Naklederler ki; çölde yolculuk yaparken rastladığı bir adam ona, İsm-i A‘zam’ı öğretmiş, O da bu isimle dua edince Hızır’ı (a.s) görmüştü. Hızır, O’na:..
Enes bin Malik anlatıyor: -Bir bayram günü idi. Biz Nebî -sallallâhu aleyhi ve sellem- ile camiden çıkmış menzillerimize dönüyorduk. Çocuklar bayramın neşesi içinde oynuyorlar, kuşlar gibi cıvıldaşıyorlardı. Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, çocukları çok severdi, onların bu neşeler..
Nefs-i mutmainne ifadesi Kur’an-ı Kerim’de, nefs-i emmare, nefs-i levvame gibi bir defa geçmektedir. (Fecr, 89/27) Bu terimler daha sonraki asırlarda yaşayan alim ve ariflerce nefis eğitiminin kademelerine isim olarak verilmiştir. İnsan nefsinde var olan kin, kibir, hased, şehvet, riya gibi hastalık..
Kazançlarınızı zayi etmemeye dikkat edin. İbadet ediyorsun. Allah’ı zikrediyorsun. Cenâb-ı Hakk sana bir nur, bir sevap veriyor. Bunu küfür, yalan, gıybet vesair ile sen zayi etmiş oluyorsun. Nasıl ki bir tacir kazanıp da akşam olunca 300-500 lira kazandığı halde meyhaneye, kumara şuraya buraya gid..
Hâl tasavvuf ıstılahlarındandır. Hâl kelimesi lügatte; değişme manasına gelir. Sûfilere göre hâl, kulun kastı, celp etme teşebbüsü, kazanma isteği olmadan kalbe gelen neşe-hüzün, rahatlık-sıkıntı, şevk-dert, heybet-heyecan gibi manalardır...
Şeyhlerin kalplerini hıfzetmek, onlara karşı saygılı ve edepli olmak, kendilerinden zuhur eden şeyleri kabul etmek, hiçbir hususta itirazda bulunmamak demektir. Şeyh; yaşlı, ihtiyar, pîr, hoca, mürşid ve rehber gibi manalara gelir...
Amr b. Cemuh, çok topal ve aksaktı. Kendisinin yetişmiş, aslan gibi dört oğlu olup, Peygamberimiz aleyhisselâmla birlikte savaşlara katılırlardı...
“Sûfıyye” ismi mutasavvıflar taifesinin adı haline gelmiştir. Müfredinde, sûfi adam denilir. Sûfiler cemaatine ise sûfiyye adı verilir. (İrâdesi ve cehdi ile benzeme yolu ile) bu mertebeye vâsıl olmak isteyenlere mutasavvıf, mutasavvıflar topluluğuna ise “mutasavvıfa” ismi verilmektedir. Bu ismin A..
“Ey mü’minler emîri! Bak sırtıma!” dedi. Hz. Ömer onun sırtına bakınca : “Doğrusu ben insan sırtının bugünkü gibisini hiç görmemiştim!” dedi. Habbab:..
Ömer b. Abdülaziz, iki buçuk yıllık halifelik döneminde İslâm âleminde adaleti hâkim kılmıştır. Büyük dedesi Hz. Ömer (r.a.) gibi adalet ve basiret sahibiydi. Henüz kırk yaşlarında iken onu çekemeyenler tarafından bin dinar altın para karşılığında hizmetçisi eliyle zehirlenmişti. Hizmetçisi suçunu ..
Sûfiler fenâ sözü ile insandaki kötü sıfatların yok olmasına işaret ettikleri gibi, bekâ sözü ile de insanın güzel vasıflar edinerek bunda devam etmesine işaret ederler...
Yüce kitabımız Kur’ân-ı Kerim’de, Bakara sûresinin 45. ayetinde sabır ve namazla Allah’tan yardım istememiz emredilmekte, devamında namazın huşû içerisinde olanlardan başkasına ağır geleceği ifade edilerek: “Sabır ve namazla Allah’tan yardım dileyin. Şüphesiz namaz, huşû içerisinde bulunanlardan baş..