Salih’in devesi görünüşte deveydi, o zalim kavim, bilgisizlik yüzünden deveyi kestiler. Su için deveye düşman olduklarından kendileri, mezara su ve ekmek oldular. ( helak olup mezarı doyurdular). Allah devesi, ırmaktan buluttan su içmekteydi. Onlar, Hakk’ın suyunu Hak’tan esirgediler Salih’in de..
Bu ayın feyiz ve bereketi ifade buyrulurken Peygamber Efendimiz (s.a.s): “Ümmetim Ramazân’da ne türlü hayır ve bereketin olduğunu hakkıyla bilselerdi, bütün senenin Ramazân olarak devam etmesini isterlerdi” demiştir. (Riyazü’s-Sâlihîn, II, 489; Ali el-Müttaki, Kenzul-Ummâl, VIII/478; Heysemî, Mecmâ..
Ey içi dışına uymayan münafık! Allah yeryüzünü senden temiz kılsın. İçinin bozukluğu yetmiyor mu? Herhalde yetmiyor. İlim adamlarını, velî kulları ve iyileri kötülemek hevesindesin. Onların mânevi varlığına diş geçirmekle eline ne geçer? Sen ve senin yarenlerin yakında ölecek. Etlerinizi kurtlar di..
Halisa Seçkinleri isimli eserden: Ankara'da Askeri Anatamir Fabrikasında büro işçisi olarak evrak kısmında çalışıyordum. Ruhi isminde bir kısım amirimiz var, ara sıra konuşmamız esnasında, annesinden ve babasından bahis ile beş vakit namazını devamlı kılan, hakkına razı, Salih kimseler olduğunu an..
"Hadis kültürü bakımından kendisine çok şey borçlu olduğumuz İmam Nevevî ve onun “Riyâzu’s-Sâlihîn” adlı eseri Hadis alanında müstesna bir yere ve değere sahiptir. İmam Nevevî, bu eserini bazı prensiplere bağlı kalarak hazırlamıştır. Bu prensiplerini, kitabının önsözünde belirtmiştir. ..
Abdulkadir Geylânî, 470 (1077)’de Hazar Denizi’nin batısındaki Gilan eyalet merkezine bağlı Neyf köyünde doğdu. Babası Ebu Salih Musa dır. Kendisinin çok dindar bir kimse oluşundan başka fazla bir bilgimiz yoktur. Şeceresi Hz. Ali’ye kadar uzanır. Bu münasebetle “Evlâd-ı Rasul”dür. Babası, o devird..
Abdulkadir Geylânî, 470 (1077)’de Hazar Denizi’nin batısındaki Gilan eyalet merkezine bağlı Neyf köyünde doğdu. Babası Ebu Salih Musa dır. Kendisinin çok dindar bir kimse oluşundan başka fazla bir bilgimiz yoktur. ..
Bir gün Hz. Peygamber (s.a.s.), ashabını topladı: - Bu gün Allah’ın Salih kullarından biri öldü. Ölen kardeşiniz için Allah’ın rahmet ve mağfiretini dileyiniz, buyurdu. ..
Şefaat, yardım ve istimdat etmek anlamlarına gelir. Başta Peygamber Efendimiz (s.a.s) olmak üzere, bütün peygamberlerin, salih ve saliha kimselerin, şehitlerin, meleklerin ve hadis-i şeriflerde geçtiği üzere kitabımız Kurân-ı Kerim'in şefaati haktır...
Bil ki, geçmiş peygamberlerin kitaplarında, insana hitap eden şu söz meşhurdur: “Ey insan! Rabbini tanımak için önce kendini tanı.” Haberlerde [hadislerde] ve eserlerde [selef-i sâlihînin sözlerinde] geldi ki: “Kendini bilen, Rabbini bilir.” ..
Sâliki, matlûba ulaştıracak olan "zikrullah"tır. Hakk Teâlâ hazretleri yollarını sâlih kullarına göstermiş, bu yollara büyük mürşidler tayin etmiştir. Böylesi tarîklerin en önemlisi olan Kâdirî yolu, bu eserde ele alınmış, sâliklerine Kâdirilikle ilgili faideli bilgiler verilmiştir...
Benim söylediklerimle amel etmeyen, onları anlayamaz. Ancak amel ederse anlar. Çalış. İleri atıl. Ara. Zira hiçbir şey, sana kendiliğinden gelmez. Nasıl ki, rızık elde etme hususunda külfete katlanıyorsan, aynen bunun gibi, salih ameller işlemek için de külfete katlanman gerekir...
Abdullah b. Ömer şöyle demiştir: “Allah’a yemin ederim! Eğer ben hiç bozmadan bütün gün oruçlu olsam, hiç uyumadan bütün geceyi ibadetle ihyâ edip, malımı her şeyden kısıp Allah yolunda infak etsem, öleceğim gün kalbimde Allah’a itaat edenlere karşı sevgi, Allah’a isyan edenlere karşı da buğz yoksa..
Bu ayın feyiz ve bereketi ifade buyrulurken Peygamber Efendimiz (s.a.s): “Ümmetim Ramazân’da ne türlü hayır ve bereketin olduğunu hakkıyla bilselerdi, bütün senenin Ramazân olarak devam etmesini isterlerdi” demiştir. (Riyazü’s-Sâlihîn, II, 489; Ali el-Müttaki, Kenzul-Ummâl, VIII/478; Heysemî, Mecmâ..
Hz. Peygamber (s.a) önce kabirleri ziyaret etmeyi yasakladı, sonra izin verdi.(1) Umumi olarak kabirlerin ziyareti, ölümü hatırlamak ve ibret almak için müstehabdır. Salihlerin kabirlerini ziyaret etmek ise ibret almakla beraber teberrük için müstehabdır...