“Namazdaki bu hoş işaretleri gör de, sonunda, kesin olarak işin böyle olacağını anla... Aklını başına al da namaz yumurtasından civciv çıkar, yani namazdan manen yararlan, yoksa dane toplayan bir şey öğrenememiş kuş gibi, Allah’ın büyüklüğünü düşünmeden yere başını koyup kaldırma.” “Ey Hak tâlibi..
Emîr Sultan 17-18 yaşlarına geldiğinde babası vefât etti. Babasının vefâtından sonra bir müddet Buhârâ'da kaldı. Sonra aldığı ilâhî emîr üzerine Mekke'ye gitti. Hac farîzasını yerine getirdikten sonra Medîne'ye geçti. Niyeti, ceddi Resûlullah efendimizin mübârek kabirlerine yakın bir yere yerleşmek ..
Rasûlullâh (s.a.v.) Efendimiz, bilindiği kadarıyla nadiren de olsa ashabından bazılarının arkasında namaza durmuştur. Tebük seferine giderken, Hicr'le Tebük arasında bir konaklama yerinde tan yeri ağardıktan sonra Allah’ın elçisi ihtiyacını gidermek için uzak bir yere gitmişti. Cemaat güneşin doğma..
Kudüs 15/636 yılında İslâm ordusu tarafından kuşatılmıştı. İslâm elçileri, şehir halkına silahlarını bırakmaları yönünde telkinde bulununca Kudüs’ün hâkimi olanlar, ancak Halife’nin teslim almaya gelmesi halinde şehri teslim edebileceklerini belirttiler. Bunun üzerine vakit geçirilmeden vaziyet, H..
Hocamız sohbetinde Cuma suresinin ilk ayetlerini açıklıyor, sonrasında namazın ne kadar önemli olduğuna, zekata ve muhtelif hususlara değiniyor...
MUHTEREM kardeşim, şunu çok iyi bilmelisin ki, dinimizi içten yıkmak isteyenler, doğru dinî bilgilerin yanına kasıtlı olarak, az veya çok hatâlı yorumlar, şazz görüşler ilave ederek Müslüman halkın ve gençliğin kafasını karıştırmakta, zihinlerini bulandırmaktadır. Reformcu, modernist, kimisi Kema..
Hacı Muhammed Baba Kürki (k.s.a.) Hz.leri 1929 senesinde vefat etmiştir. Kabri Mürşidinin yanındadır...
Bütün kaynaklar Peygamberimizin, Adnan’a kadar olan atalarının gerek isimlerinde, gerek sıralarında, ittifak halinde bulundukları gibi Adnan’ın da, İsmail b. İbrahim’in öz be öz soyundan geldiğinde de müttefiktirler. Peygamber Efendimizin on dokuzuncu kuşaktaki atası Maadd b. Adnan; İsa aleyhisselâ..
Bir bedevi, devesine iki dolu çuval yüklemiş, birisi onu lafa tuttu. Vatanından sorup konuşturdu ve o suallerle bir hayli inciler deldi. Sonra dedi ki: “O,o iki çuvalda ne dolu? Doğruca söyle!” Bedevi “bir tanesinde buğday var. Öbürü kum, yiyecek bir şey değil” dedi. Adam “Neden bu kumu doldurdun” d..
Devrân-ı Zikrullah’ta zaman zaman Allah Resulüne istinaden ilâhiler söylenir. Bunlar O yüce Peygamberin şefaatini celbetmek için bir vesiledir. Geçenlerde Mirimiz Abdullah Efendi sohbetine otururken; İmam Busirî Hz.lerinin; “... Kul in testefikâ yehimî ...” beytini terennüm ediyordu. Akabinde Muh..
Yedi yüz senedir Mevlânâ’yı takip edenlere, özellikle materyalizmle kirlenmiş olan çağımız insanının onun peşine “takılmış” olmasına bakınca gerçekten bu işin “sırrı”nı merak etmemek mümkün olmuyor. Aslında bu sorunun cevabı için Mevlânâ, Mesnevî’nin ilk beyitlerinde ipucu veriyor bize: “Sırrım, f..
İslâm dininin temel iki kaynağından biri Kur’ân-ı Kerim, diğeri de hadislerdir. Dini esaslar bu iki kaynak üzerine bina edilmiştir. Bundan doğan İslâm fıkhı, ulemânın titiz çalışmaları neticesinde âdeta kılı kırk yararcasına titizlikle yapılmıştır. Bu itibarladır ki, bu iki kaynak iyi anlaşılm..
Sözlüklerde anlamı süs ve ziynet olarak karşılanan hilye, İslam sanatlarında Hz. Peygamber'in fiziksel özellikleri ve güzelliğini sade bir dille detaylı biçimde anlatan eserlere verilen genel addır. ..
Yermük muharebesinde Rumlar, müslümanların karşısına 200.000 kişilik muazzam sayıda bir ordu çıkarmışlardı. Müslümanlar ise Şam civarında, fethetmiş oldukları yerlerin hemen hemen hepsini bırakıp kuvvetlerini bir yerde toplamaya karar verdiler. İslam orduları kumandanı Hazret-i Ebu Ubeyde radıyalla..
İnsanlığın kültür tarihi halim-selim, uysal birçok âlim, arif ve sanatkârı tanıdığı gibi muhalif, kafa tutan, heterodoks şahsiyetlere de şahittir. Bu genellemeyi İslâm dünyası için de yapmanın hiçbir mahzuru yoktur. Yaklaşık 1500 yıldır İslâm dünyasının değişik coğrafyalarında farklı mezhep, ekol ve..
Peygamberimiz (s.a.v.), yaşı büyüyüp peygamberlikle vazifelendirildiğinde bu olayı daima hatırlardı. İbn Hişâm’ın kaydettiğine göre ashâb-ı kiram bir gün: “Yâ Resûlellâh! Kendi hayatınız hakkında bize bir şey anlatınız!” dediklerinde Efendimiz Hazretleri şunları söylemişti:..