Peygamber âşıklarından Hz. Sevban (r.a), Allah Rasulü’nü delicesine sever ondan bir an olsun ayrılmazdı. Bir gün huzur-u saadete vardığında rengi kaçmış bitkin bir haldeydi. Üzüntüsü her halinden belli oluyordu. Efendimiz (s.a.s) onu bu halde görünce sordu, “Sana ne oldu böyle ya Sevban!” diye. Sevb..
Yahudiler içinde zalim, İsa düşmanı ve hıristiyanları yakıp yandırır bir padişah vardı. İsa’nın devriyle, nöbet onundu. Musa’nın canı oydu, onun canı Musa. Şaşı padişah. Allah yolunda o iki Allah demsazını birbirinden ayırdı. Usta bir şaşıya “yürü, var, o şişeyi evden getir” dedi. Şaşı,”O iki şişede..
Hz. Peygambere vahy edilen emirlerden ve ahlaki kurallardan biri de onun adalet ölçülerine uyması, etnik kökeni ve inancı ne olursa olsun herkese ve her şeye adaletle davranması ve kesinlikle zulümden uzak durmasıdır. ..
Berat; kelime olarak günahlardan, borçlardan ve cezadan kurtulmak anlamına gelir. Dini anlamda ise; birçok dini, ahlaki güzelliklerin yaşandığı, rahmet ve mağfiret mevsimi, mübarek Ramazan ayına adım adım yaklaştığımızı müjdeleyen, kutlu bir gecenin adıdır...
Hocamız sohbetinde Kur´an-ı Kerim´in korunmuşluğu, nasıl bir mucize olduğu ve vahiy katibinin ibretlik durumunu anlatıyor. Muhtelif konulardan bahsediyor.....
Güleryüzlü olmak toplum fertlerini birarada tutar, müslümanların şekil, örf, adet vb. ne olursa olsun ülfet zorunludur...
Ahiretin tarlası olan bu fani dünyada yaşayan insanoğlu, çok değil, yalnızca birazcık çevresine ve kendisine baksa; hayatında olup bitenleri bir müddet tefekkür etse ne kaybeder acaba? On sekiz bin âlemin yaratıcısı yüce Rabbimiz (c.c) kendisini bilip tanımamız için binlerce, hatta milyonlarca de..
Müslümanlar Hayber'in fethinde büyük ganimet elde etmişlerdi. Gerçekten de Hayber, sayılamayacak kadar yiyecek ve içecek, kurutulmuş et her çeşit meyve, koyun ve deve, kumaş ve elbise, silah ve askeri teçhizatla doluydu. Bunların hepsine şimdi el konulmuştu ve Hayber'de elde edilen her türlü ganime..
Bâtıla dalmak, günahlar hakkında konuşmak demektir. Kadınların, içki meclislerinin, fâsıkların makamlarının, zenginlerin refahının, padişahların diktatörlüğünün, çirkin merasimlerinin ve çirkin durumlarının hikayesi gibi... Çünkü bunların tümü, kendisine dalmanın helâl olmadığı konulardır ve bunları..
Kur’ân-ı Kerim’de Hz. Allah, yeryüzünde halife yaratmak istediklerinde, “Bizler hamdinle seni tespih ve seni takdis edip dururken, yeryüzünde fesat çıkaracak, orada kan dökecek insanı mı halife kılıyorsun?” Allah da onlara, “Sizin bilmeyeceğinizi herhalde ben bilirim.” dedi. (Bakara, 2/30) Onun ir..
Fatih Sultan Mehmed bir gün atının üzerinde ilerlerken karşısına bir derviş çıkmış. Elini şöyle bir kaldırmış, duâ eder vaziyette demiş ki: “Devletlû hünkârım, sevgili padişahım! Bizim duâmız sayesinde sen İstanbul’u fethettin.” Fatih gülmüş: “Belî! Derviş baba doğru söylersin fakat bunun da hakkını..
Hocamız sohbetinde özelde yolumuz mensuplarına genelde tüm müslümanlara dervişliği anlatıyor. Kendi hatası dururken başkalarının hatalarıyla uğraşmanın yanlışlığına vurgu yapıyor...
Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem'in yapısında temizliğe karşı görülmemiş bir düşkünlük vardı. Birini kirli elbise giymiş halde görünce: "Bu adam elbisesini yıkamaktan âciz mi?" buyurmuştu...
Şairlerin Sultanı (Sultan-ül Şuara) Necip Fazıl, vefatının 30. yılında kültür, sanat, edebiyat, tefekkür ve aksiyon açısından olduğu kadar, siyasî ve edebî polemikleri, rûhî arayışları, davası uğruna çektiği çileleri ve pervasız duruşuyla, anılmaktan ziyade anlaşılması gereken en önemli şahsiyetlerd..
Hz. Ali der ki: “Resûlullah (a.s) Mekke’den hicret edip çıkacağı ve bana o gece kendisinin döşeğinde yatmamı emrettiği sırada ben ve Peygamber (a.s), Kabe’ye vardık...
İslâm dininin temel iki kaynağından biri Kur’ân-ı Kerim, diğeri de hadislerdir. Dini esaslar bu iki kaynak üzerine bina edilmiştir...