Peygamber Efendimiz (as.), ´Kurtuluş yolu nedir?´ diye soran bir kimseye, Eliyle dilini işaret ederek, buyurdular ki: ´Dilini muhafaza et.´..
Hidayet rehberi ve tek örnek olarak gönderilmiş olan Hz. Peygamber’in (s.a.s), Allah yoluna çağırıcı vasfına binaen kendisine uyulmasını istemesi pek tabiîdir. ..
"Sizden öncekilerin yoluna adım adım, karış karış tabi olacaksınız. Hatta bir kertenkele deliğine girseler siz de gireceksiniz.' Derler: 'Ya Resulullah, Yahudi ve Hıristiyanlara mı uyacağız?' Hz. Peygamber (s.a.s) der: 'Ya kime?' (Tabii onlara uyacaksınız)."İbn Mace, Fiten: 17, nr. 3994..
Hılfu'l-Fudûl (Erdemlilerin Yemini) Topluluğu, hukukun güçlüden yana olduğu, hak ve adaletin vicdanlara bırakıldığı câhiliyye döneminde kurulan bir nevi gönüllü yargı ve kolluk kurumudur. Peygamberimiz bu topluluğa 21 yaşında katılarak toplumun ıslahı yolunda önemli bir katkıda bulunmuştur...
Tasavvuf yolu manevi bir kurumdur. Bir ruh ve gönül okuludur. Manevi tıp Üniversitesidir. Bu okulların Profesörleri de doktorları da Mürşid-i Kâmillerdir. İrşad eden, yol gösteren, tedavi eden kimselerdir. Nasıl doktor şifa veremez ama şifa yolunu, ilacını, hocalarından gördüğü şekilde uygular ve so..
• Ey aşıklar, ey aşıklar; dünyadan göçme zamanı geldi çattı! Kulağım; "Kervan kalkıyor haberini veren göç davulunun sesini duyuyor! • İşte şimdi, kervanbaşı kalkmış, her şey hazırlanmış, yükler de develere yüklenmiş; "Ey kervan halkı; uyanın, kalkın! Ne olur ne olmaz, yollar tehlikelerle dolu; bize..
Hikmet seven dost! İnsanların ruhunu arındırmak, onu vahyin ışığıyla aydınlatmak, hikmetin derinlikleriyle tanıştırmak böylece onlara bilmediklerini öğretmek peygamberlerin temel görevleri arasındadır. (bk. Bakara, 2/129, 151) Demek ki arınmanın yolu uyduruk çevre dernekleri kurmaktan değil, vahyi..
Yahudiler içinde zalim, İsa düşmanı ve hıristiyanları yakıp yandırır bir padişah vardı. İsa’nın devriyle, nöbet onundu. Musa’nın canı oydu, onun canı Musa. Şaşı padişah. Allah yolunda o iki Allah demsazını birbirinden ayırdı. Usta bir şaşıya “yürü, var, o şişeyi evden getir” dedi. Şaşı,”O iki şişede..
Hazreti Ali (kerremallahü vechehû) hurma bahçesinde akşama kadar çalışmış, akşam da devesinin üzerine bir çuval hurma yükleyerek evinin yolunu tutmuştu. Devenin yuları yardımcısı Kamber'in elinde kendisi de önde gidiyordu. Medine'nin içine girdiklerinde yolun kenarından bir ses geldi. Yoksulun bir..
Hocamız sohbetinde özelde yolumuz mensuplarına genelde tüm müslümanlara dervişliği anlatıyor. Kendi hatası dururken başkalarının hatalarıyla uğraşmanın yanlışlığına vurgu yapıyor...
Osmanlı âlim ve velîlerinden. Halvetiyye yolunun Şemsiyye kolu kurucusu Şemseddîn Sivâsî (Kara Şems) hazretlerinin kardeşi Şeyh Muharrem Efendinin oğludur. İsmi Abdülmecîd, künyesi Ebü'l-Hayr, lakabı Mecdüddîn'dir. Şiirlerinde Şeyhî mahlasını kullanmıştır. Sivâsî nisbesiyle meşhûr olmuştur. 1563 (H...
Ey Hak Nuru Hüsameddin! Bir iki kağıdı fazla al da pirin sıfatlarını anlatayım. Gerçi vücudun nazik ve çok zayıf, fakat sensiz cihanın işi yoluna girmiyor. Gerçi ışık ( gibi nurlu, latif) ve sırça ( gibi ince ve nazik) oldun. Fakat gönül ehlinin başısın, onlara muktedasın. Mademki ipin ucu senin el..
Bektaşi geleneğinin Yunus’u Hacı Bektaş diyarından Tabduk Emre Dergâhı’na göndermesi boşuna değildir. Zira Yunus’un eğitilmek üzere kendisine gönderildiği Tabduk Emre de Hacı Bektaş yolunun erenlerindendir. Çünkü Hacı Bektaş, o çağda ulu bir şeyh olarak bütün Anadolu erenlerinin bağlı bulunduğu e..
Konuşmalar'dan anlaşıldığına göre Şems, 642 hicret yılı Cemaziyelahır ayının yirmi altıncı günü Konya'ya gelmiştir. (M. 48). O Mevlânâ ile ilk buluşma hakkında Eflâkî'nin verdiği bilgi ile Molla Câmi'nin Nefahat-ül-üns'de ve bizzat Makalât metninin 56'ncı sahifesindeki Arapça pasajda biraz değişik b..
“Bilginlerin kötüsü, beyleri ziyaret eden bilgindir; beylerin hayırlısı da bilginleri ziyaret eden bey. Ne güzel beydir yoksulun kapısındaki bey; ne kötü yoksuldur beyin kapısındaki yoksul.” Halk, bu sözün dış anlamını almıştır. Onlarca bilgin kişinin, bilginlerin kötülerinden olmaması için beyleri..
Bugün tasavvuf konusunda sapla saman birbirine karıştığı, şeyhlerin sahtesi ile gerçeği yaygın bir biçimde her yanda bulunduğu için bunları birbirinden tefrik etmek zordur. Bunların doğrularını tanımak için bir takım ölçülere ihtiyaç vardır. İşte o ölçüler şunlardır: a- Ehl-i sünnet ve ve'l-cemaat ..