Bir kimsenin kurban kesmekle yükümlü sayılması için bulunması gereken şartlara kurbanın vücûb şartları denilir. Kurban kesmenin sünnet olduğunu söyleyenlere göre ise bunlar sünnet oluşun şartlarıdır...
Kesilen kurbanın etini kurban sahibinin kendisi, ailesi ve bakmakla yükümlü olduğu kimseler yiyebilir. Ayrıca kurban sahibi bu eti, yoksullara yedirebilir veya dağıtabilir. Eş, dost ve arkadaşlarına verebilir ya da hazırladığı bir ziyafete onları davet edebilir...
Hocaefendimiz hutbesinde hak ve batıla, hakkın gelmesi ile batılın zail olduğuna değiniyor. Tevhid inancının önemini açıklyor. Sorumluluklarımızı hatırlatıyor. Kurban a ait hususlara temas ediyor...
Hac mevsimi olan Zilhicce’nin ilk on günü ve geceleri, Ramazan ayının son on günü ve geceleri gibi feyizli ve bereketli zaman dilimleridir. 15 Eylül Salı günü itibariyle, içinde Kurban Bayramı´nın da bulunduğu bu mübarek aya girmiş bulunuyoruz...
Hocamız hutbesinde dünya hayatının faniliğini, boşa geçen zamanın israf olduğunu, ahiretle ilgili hususların telafisi olmadığını... anlatarak ikazlarda bulunuyor. Kurbana ilişkin hatırlatmalarda bulunuyor...
Öğren, iş yap, ihlâs sahibi ol. Varlığından çık. Halkı kalbinden sil. Sonra Allah de. Öteyi bırak, şaşkınlıklarında kalsınlar, İbrahim (a.s) Peygamber gibi şöyle söyle: “Onların hepsi bana düşman; dostum, ancak âlemlerin Rabb’idir.” (eş-Şuarâ, 26/77) ..
Bu gece Şaban’ın onbeşinci gecesidir. Allah Teâlâ Şaban’ın on beşinci gecesinde kullarına rahmetiyle tecelli buyurarak af dileyenleri bağışlar, merhamet isteyenlere rahmet eder, içini kin bürümüş olanları ise kendi hallerine bırakır...
Berat, berâet kelimesinin Türkçedeki kullanışı olup berî olma, aklanma, temiz ve suçsuz çıkmak demektir. Kamerî aylardan olan Şaban ayının on beşinci gecesini değerlendirenler de tevbe ve istiğfarlarla günahlardan temizlenip arındıkları için o geceye Berat gecesi anlamında “Leyle-i Berat” denilmişti..
Yüce Allah: “Şüphe yok ki, Allah katında sevabı en çok ve derecesi en yüksek olanınız, en fazla çekineninizdir” buyurmuştur. Ebû Sa’îd el -Hudrî demiş ki: “ bir adam Peygamber’e (s.a.s) geldi ve: “Ey Allah’ın elçisi! Bana nasihatte bulun” dedi. Peygamber de:..
“Allah’ım! Receb’i ve Şa‘bân’ı bize mübarek kıl ve bizleri Ramazân’a kavuştur.”1 Üç aylar; kandil gecelerinin, iftarların, teravihlerin ve Kur’ân ayı olan Ramazan ayının yaklaştığının ilk işaretlerindendir. Müjde aylarıdır. Af ve mağfiret aylarıdır. Üç aylar Peygamberin (s.a.s) mübarek dilinden med..
De ki: Allah'ı seviyorsanız bana uyun da Allah da sizi sevsin ve suçlarınızı yarlıgasın. Allah yarlıgayıcıdır ve rahimdir. Âli İmran, 31..
Hâlisiye kolu; eş-Şeyh Ziyâuddin Abdurrahman Hâlis Kerkükî (k.s) Hz.leri tarafından kurulmuş ve “Hâlis” ismine izâfeten “Hâlisiye” olarak tanınmıştır. Şeyh Abdurrahman Hz.leri; kelime-i tevhîd ve lafza-i celâl zikirlerinin yapılışında bazı yeni usuller koymuş ve bu ictihâdıyla “Pir” unvanını almıştı..
(Ey Rasûlüm!) De ki: Eğer Allâh’ı seviyorsanız, bana itaat ediniz ki, Allâh da sizi sevsin ve günahlarınızı mağfiret buyursun! (Âl-i İmrân, 31)..
Hazret-i Hüseyin (r.a), Rasûlullah (s.a.s) Efendimizin sevgili ikinci torunu... Hazret-i Ali (r.a)'ın küçük oğlu... “Şehid” lakabıyla meşhur... Başına gelen acı hadiseler dolayısıyla İslâm ümmetinin yüreklerini sızlatan bir yiğit... “Kerbelâ Şehidi” diye tanınan bir sevgili mazlum insan... O, ..
“Eyyâm-ı nahr” denilen bu günlerde, hâli vakti yerinde olan her müslüman, Cenâb-ı Allah’ın (c.c) rızası için kurban keser. İslâm ölçüleri içerisinde, bayramını bayram yapmaya çalışır...
Bayramınızı tebrik ediyorum. Bütün müslümanlara ve bütün insanlara hayırlar getirmesini Cenâb-ı Allah’tan temenni ediyorum...