Bir gün sohbette Hayri Baba Kaddesallahu Sırruh Hazretlerine "Efendim, bir gün tespihlerimizi okuyamazsak, zararımız ne olur?" diye bir sual soruldu.
Bunun üzerine Hayri Baba Kaddesallahu Sırruh Hazretleri "Diyelim ki sizin bir dükkânınız var. Her gün o dükkânı açıp alış veriş yapıp para kazanıyorsunuz. Siz bir gün dükkânınızı açmazsanız ne olur? O günkü alışverişten, o günkü kazançtan geri kalmış olmaz mısınız?" diyerek bir soru sordu. Cevap olarak "Evet" dendi. Hayri Baba Kaddesallahu Sırruh Hazretleri de "Bu da bunun gibi ve buna benzer" dedi. İlave ederek, "Siz bir iş yerinde çalışıyorsunuz. Çalışmadığınız günlerin parasını size ödüyorlar mı?" diye sordu. "Hayır" cevabını alınca da Hayri Baba Kaddesallahu Sırruh Hazretleri "İşte böyle, demek ki dünya işinde nasıl çalışmadığın günlerin karşılığı dünya geçimi için vasıta olan parayı alamıyorsan, daha doğrusu vermiyorlarsa, ahiret işi de böyle. Sen günlük okuduğun istiğfarın, salât u selâmın, Tevhidin ve diğer okuduğun esmaların ve îhlasların karşılığı olan sevapları, Allah Celle Celaluhü Hazretlerine ve Resulü Hazreti Muhammed Mustafa Sallallahu aleyhi vesellem efendimize olan yakınlığı, dostluğu elde ediyorsun değil mi? Bu tespihleri ve bu duaları okumadığın zaman bunların karşılığı olan sevapları ve Allah Celle Celaluhü ve Resulü Hazreti Muhammed Mustafa Sallallahu aleyhi vesellem efendimize olan yakınlığı nasıl elde edeceksin? Elde edemezsin değil mi?" diye sorunca, Cemaat "Evet" diye cevap verdi. Hayri Baba Kaddesallahu Sırruh Hazretleri devamla "Öyleyse günlük derslerimize ara vermeden, çalışıp karşılığı olan sevabı yani manevi ücretimizi, Ahiret paramızı, Ahiret harçlığımızı alalım ve arkadaşlarımızdan geri kalmadan, hiç bir şeyle değeri mukayese kabul etmeyen ve her şeyden kıymetli olan Allah Celle Celaluhü Hazretlerinin ve sevgili Resulü Hazreti Muhammed Sallallahu aleyhi vesellem efendimizin sevgisini ve dostluğunu elde edelim" dedi.
"Dünyaya aldanmadan hep dünyada kalacakmış gibi değil, hem dünyamız hem de ahiretimiz için çalışalım. Nefse ve şeytana fırsat vermeyelim" diye buyurdular.
Tarikatta Şüphe
Hayri Baba Kaddesallahu Sırruh Hazretleri, bir gün bir toplulukta ihvanlara hitaben "Sabaha kadar tespih çeken, Akşama kadar oruç tutan, namaz kılan, ama şeyhinin ve tarikatın hakkında Acaba şeyhim gerçekten şeyh midir? Değil midir? Diye tereddüde düşen veya şeyhinin aile efradının yaşantısı ve şeyhinde kendi düşünce ve görüşüne göre ayıp, kusur arama gibi işlere kalkışan müridin manevi sigortası atmış olur. Zahiren evinizin sigortası atınca her ne kadar bağlı bulunduğunuz hatta elektrik olsa da, sizin evinizin elektriğinin yanmadığı gibi bu müridin manen sigortası attığı için şeyhinden gerekli feyzi alamaz ve bu yolda pek ilerleyemez. Evet, çektiği tespihten, tuttuğu oruçtan, kıldığı namazdan bir sevap alır. Ama tarikat adabına ve usulüne ve edebine riayetsizlikten dolayı şeyhine karşı olan içindeki bozukluktan, kendinin o bozukluğu, kendine mani ve perde olduğundan şeyhi vasıtasıyla gelecek feyizden ve nurdan nasibini tam alamaz, feyzini tam alamayınca da akranlarından geri kalır, terakki edip yükselemez, ilerleyemezsiniz" buyurmuşlardı.
Tarikat yolu yokluk yoludur. Varlık, benlik yapmak bu yolda şiddetle yasak. İnsanın, kendini beğenmesi büyük kabahat, çünkü insanın kendi nefsi "adivullahdır" yani nefis Allah Celle Celaluhü hazretlerinin düşmanıdır. Sen Allah Celle Celaluhü hazretlerine dostluk ilan edip bu iddiada bulunacaksın, sonra da onun düşmanı olan nefsini sevip beğeneceksin, bu olur şey değildir.
Bir müride yaraşan şudur ki: İhvanlarını kendinden ileri tutmalı, ihvanların ilerleyip terfi etmeleri İçin çok çok dua ve niyazda bulunmalıdır. Bir kusurları olunca af cihetine gidilmeli, yapılan hata ve kabahat yüzüne vurulmamalı bu yüzden affı için Cenaba-ı Hakk' Celle Celaluhü Hazretlerine yalvarmalı, ihvanlarda ve hatta hiç kimsede ayıp ve noksan aramamalı, ihvanlar ile daima güzel konuşup güler yüzlü olup iyi geçinmelidir.
Konuşurken daima yumuşak konuşmalı, sert ve kırıcı söz söyleyip kimseyi kırıp incitmemek, kaba, kötü ve bir ihvana ve Müslüman’a yakışmayan küfür, yalan gibi sözler, hele hele hiç söylememektir. Daima ben yemeyeyim kardeşim yesin, ben içmeyeyim kardeşim içsin ben tarikatta yol almayayım kardeşim yol alsın diyeceksin ki Allah Celle Celaluhü Hazretleri size de versin.” buyuruyorlar.