“Aslında tasavvuf ehlinin tutmuş oldukları yol, sahabe, tabiin ve onlardan sonra gelen ümmetin selefi ve büyükleri tarafından hiçbir zaman terk edilmemişti...
Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: Nasıl rahat olayım ki, Sûr sahibi (Hz. İsrâfil) boruyu ağzına almış, cepheye dönmüş ve kulağını dikmiş, ne zaman üfleme emri geleceğini beklemektedir...
Nefis bir puttur, nefsine boyun eğen puta tapmış olur. Allah’a ihlâsla kul olanlar, sırf O’na kulluk etmeyi başaranlar, nefislerine yenen kimselerdir...
Zikir, kalpte Allah Teâlâ’ya yakın olma yolları bakımından fikir ile karışabilir. Zikir, unutulanı açığa çıkarmak ve şükrü hatırlatmaktır. Fikir ise, herhangi bir şeyi beyinde tasavvur etmek ve bilgiyi ortaya koymaktır...
Ey kardeşim, sen kendine bak! Hangi vücutla Allah’ın huzuruna dikileceksin, hangi dille O’na cevap vereceksin, her şeyi inceden inceye sana sorduğunda ne cevap vereceksin?..
Tasavvuf yolu, insanın derûnunda pek çok manevi haller meydana gelmesine sebeb olan bir yoldur. Bu manevi hallerden biri de vecddir. İlim amele, amelde kişiyi manevi zevk ve irfana taşır. Bir elma ağacı yere dikilir, bu amelle sulanır, neticesi olarak meyve verir. İşte insan o meyveyi yerken ald..
Mal biriktirmek, Allah Teâlâ için, O’nun yolunda, mal O’nun rızasına uygun olduğu sürece tevekkülün sıhhatine zarar vermez. Nefsanî arzular ve hevâ uğruna biriktirilen mal ise tevekküle zarar verir...
Züleyha’nın Hz. Yusuf’a (a.s) karşı duyduğu aşkın ne dereceye vardığına bir baksana! Kadının bütün servet ve güzelliği bu uğurda gitmiş. Yetmiş deve yükü mücevher ve gerdanlığının var olduğu söylenir, hepsini Hz. Yusuf’un (a.s) aşkı uğruna harcamış, “Bu gün Hz. Yusuf’u gördüm” diyen herkese eline ge..
Bil ki, geçmiş peygamberlerin kitaplarında, insana hitap eden şu söz meşhurdur: “Ey insan! Rabbini tanımak için önce kendini tanı.” Haberlerde [hadislerde] ve eserlerde [selef-i sâlihînin sözlerinde] geldi ki: “Kendini bilen, Rabbini bilir.” ..
Allahu Teâlâ hazretleri (evvelde hiçbir şey yok iken) , yaratılmış bir mahlûk yok iken kendisini sevecek gönüller, zikredecek diller var etmek için âlemi insi, cinsi ve diğer mahlûkatı yarattı...