Cabir b. Abdullah’ın bildirdiğine göre; Zâtürrika’da, müşriklerden birisinin karısı öldürülmüştü. Peygamberimiz Aleyhisselamın İslâm mücahidleri ile Zâtürrika’dan ayrıldığı sırada, kadının başka bir yerde bulunan kocası karısının durumunu öğrenince, Peygamberimiz Aleyhisselamın ashabından kime yeti..
5. Güler Yüzlülük ve Tatlı Dillilik Güler yüzlülük, tebessüm, sadakadır. Mü’minin kalbinin aydınlığı yüzüne vurur...
Yolumuzda latâif diye isimlendirilen ve insan vücudunda belli yerleri bulunan ve bu yerlere yoğunlaşarak belli miktarlardaki kelime-i tevhidi okuma usulüdür...
Allah Rasûlü (s.a.s), bir savaş sonrasında hissesine pek çok ganimet düşen ve bu sebeple sevincinden:..
“Allah’ın kullarından birtakım insanlar vardır ki, enbiya değiller, şehit de değiller; ama kıyamet gününde Allah katındaki makamlarından dolayı nebiler ve şehitler kendilerine imrenerek bakacaklardır."..
Büyük mutasavvıf, İmam Şiblî Hazretleri zamanında, çok zengin bir fırıncı vardı. Bu fırıncı devamlı İmam Şiblî Hazretlerinin muhabbetinden dem vurur, ona olan hayranlığından bahseder, onu ne kadar çok sevdiğini anlatır dururdu...
Sufi zâhidlerden Ebû Muhammed Abdullah b. Hubeyki Yusuf b. Esbat’ın sohbetinde bulunmuştu. Aslen Kûfeli idi ama Antakya’da ikâmet ederdi,..
Bir gün Ebû Cehil, Peygamber Efendimiz'e, ''Hâşimoğulları'nda, senden daha çirkini yoktur'' dedi. Peygamber Efendimiz, ''Her ne kadar haddini aştınsa da yine de doğru söyledin'' buyurdu. ..
Ahirette hâl bakımından insanların en mesûdu, en fazla Allah'ı sevenidir; zira ahiretin mânâsı, Allah'ın huzuruna varmak, O'nunla mülâki olmanın saadetini elde etmek demektir. Muhib (aşık) uzun zaman şevkiyle kıvrandığı mahbubunun huzuruna vardığında bulanmaksızın, hasım ve rakibi olmaksızın, sona ..
İmrân b. Husayn radıyallahü anhümâ şöyle dedi: Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e bir adam geldi ve: "es–Selâmü aleyküm" dedi. ..
Genellikle tasavvufta insan aklının önemsenmediği, hatta çoğu zaman küçümsendiği ve aşağılandığı kabul edilir ve bu ön kabulden hareket edilerek tasavvuf ve sûfilik ağır bir şekilde eleştirilir, İslâm toplumlarının geri kalmışlığı buna bağlanır. Bu düşünce elbette ki tartışmaya ve eleştiriye açıktır..
Sûfi zâhidlerden Ebû Abdullah Ahmed b. Yahya Cellâ, aslen Bağdatlı olup Remele ve Şam’da ikamet etmiştir...
Asıl adı Derviş Mehmed Zillî olan Evliya Çelebi'dir 1611 yılında İstanbul Unkapanı'nda doğdu. Babası Derviş Mehmed Zillî, sarayda kuyumcubaşıydı...
“Sıkıntıda olan bir kimse beni vesile edip Allahü teâlâya yalvarsa derhal sıkıntısı gider. Şiddet anında her kim benim ismimi ansa derhal rahata kavuşur.....
“Onların ruhları, birtakım yeşil kuşların içindedirler. Onlar için Arş’ta asılmış birçok kandiller vardır. Cennet’ten her diledikleri yere uçarlar, sonra da kandillere girerler.....