Şakik-i Belhi hazretleri, bir kıtlık senesinde, herkesin kara kara düşündüğü bir ortamda, zengin bir adamın kölesinin neşeden oynadığını gördü. Ona sordu: - Herkes kıtlıktan, açlıkla karşı karşıya olmaktan inler dururken sen neye güvenerek böyle oynayabiliyorsun? ..
Dıhyetü'l-Kelbî, iman etmeden önce zengin bir Arap melikiydi. Peygamber Efendimiz, onun müslüman olmasını arzu ediyordu...
Azîz Ziyaretçilerimiz, bu yazımızda mensûbu bulunduğumuz Kâdiri Tarikati Hâlisiye kolu hakkında bilgi verilecektir. Öncelikle, tarikat ve kol terimlerinin kısaca izâhını yapalım: Tarikat kelimesi Arapça bir kelimedir. Bunun çoğulu “Turuk” veyâ “Taraık” olarak kullanılmıştır. Yol, metod, usul, tarz,..
Günaha bir tevbe yeter, taata bin tevbe yetmez. Günah işleyen, tevbe ederse Allah affeder. Fakat ibadet eden, ucba kibre kapılabilir. Buna bin tevbe bile yetmez. ..
Abdullah b. Ömer şöyle demiştir: “Allah’a yemin ederim! Eğer ben hiç bozmadan bütün gün oruçlu olsam, hiç uyumadan bütün geceyi ibadetle ihyâ edip, malımı her şeyden kısıp Allah yolunda infak etsem, öleceğim gün kalbimde Allah’a itaat edenlere karşı sevgi, Allah’a isyan edenlere karşı da buğz yoksa..
Selman-ı Fârisî, Abdullah b. Abbas’a Müslüman oluşunu şöyle anlatır: “Ben; Isbahan halkından ve Ceyy denilen karyeden bir Farslı idim. Babam bu karyenin dihkanı, muhtarı idi. ..
406. Ka’b diyor ki: “İbrahim (a.s): “Ya Rabbi! Yeryüzünde ben¬den başka sana ibâdet eden bir kimseyi görmemek beni mahzun ediyor’ dedi. Bunun üzerine Allah Azze ve Celle, onunla birlikte namaz kılacak melekler inzal etti.”..
İtikâf lûgat deyiminde bir şeye devam etmek manasındadır. Bir şeye devam eden kimseye de mutekif (itikâf yapan) denir. Şeriatta ise itikâf: Bir mescidde veya o hükümdeki bir yerde itikâf niyeti ile durmaktan ibarettir. ..
Hakk’ın kuvvetini, kudretini görmeden halkın elinden tek şey almam. Hakk’ı görmeden, halktan bir şey almamaya yeminliyim; bir lokma dahi almam. Ne yerim, ne içerim, öldüğüm zaman da Aziz ve Celil olan Hakk’a uçarım...
İnsanların kendi nefislerine karşı da birtakım görevleri vardır. Bu görevlerin bir kısmı bedenlerine, bir kısmı da ruhlarına aittir. Başlıcaları şunlardır: ..
Aile hayatı, toplumsal varlığın başlangıcıdır. İslâm’da aile teşkilatı pek önemlidir. Aile fertleri, başta zevc ile zevceden ve bunların çocuklarından ibarettir. Bunların karşılıklı görevleri vardır...
İslam dini, insanların muaşeretine (birbiriyle görüşüp konuşmalarına, toplum halinde medeniyet üzere yaşamalarına) büyük bir önem vermiştir. Müslümanların birbirleriyle geçinmelerinde samimiyet, tevazu, sadelik, zorlanmama, karşılıklı yardım, nezaket, saygı, sevgi ve hayırseverlik bir esastır. İsl..
Kendini tanımak, bilmek istersen, iki şeyden yaratılmış olduğunu bilmelisin. Biri zahirî kalıp. Buna beden derler. Göz ile görülebilir. Diğeri bâtın [içyüz, görünmeyen taraf] mânâsındadır. Ona nefs derler, ruh derler ve kalb derler. ..
Hasan (r.a) diyor ki: “Eyyûb’un (a.s) geriye (sağlam olarak) yalnızca iki gözü, kalbi ve dili kalmıştı. Kurtlar bedeninde yüzüyordu. Bu halde, yedi sene kilisede kaldı.” (Râviler, yedi seneden sonra daha ne kadar gün veya ay orada kaldığı konusunda ihtilaf etmişlerdir.)..
İmâm-ı Şiblî (k.s) bir adama: - Nereye gidiyorsun? - Hacc’a. - Öyle ise iki çuval götür, onlara orada rahmet doldur ve onları giy, bize getir ki, haccdan nasibimiz olsun, kalana onu verelim, ziyaret edeni onunla ağırlayalım...
... Abdullah b. Übeyy b. Selûl yine öteden beri yapmakta olduğunu yapmak için ayağa kalkınca, Müslümanlar elbisesinin eteklerinden çekerek, ona:..