Hasan (r.a) diyor ki: “Eyyûb’un (a.s) geriye (sağlam olarak) yalnızca iki gözü, kalbi ve dili kalmıştı. Kurtlar bedeninde yüzüyordu. Bu halde, yedi sene kilisede kaldı.” (Râviler, yedi seneden sonra daha ne kadar gün veya ay orada kaldığı konusunda ihtilaf etmişlerdir.)..
Zilhicce’nin başında dokuz gün oruç tutmak müstehaptır. Çünkü zilhiccenin ilk on günüyle alakalı hadisler bulunmakta bu günlerin sâlih amellerle geçirilmesi tavsiye edilmektedir. Niyet ederken de nafile oruca diye niyet edilebilir. Zilhicce orucuna zilhicce ayının birinde başlanıp dokuzuna kadar tut..
Ey hasta! Hastalığın geçmesini mutlak olarak isteme. Afiyetin her zaman yararlı olacağını sana kim dedi? Şimdi hastasın, îmanın var; sağlam olunca bu îmanı kaybetmeyeceğini kim temin eder? Dünyalığa dalar, Allah'ı, Peygamber’i unutursun. Akıllı ol; her olur olmaz şeyin peşine koşma...
Kurban Bayramına az bir zaman var. Senede bir kez ifa edilen bu ibadetle ilgili ayet ve hadisler ışığında bazı önemli hatırlatmalarda bulunmayı görev bildik...
Uhud savaşında Rasûlullah, üzerinde "korkaklıkta utanç, ileri gitmekte şeref var, kişi korkaklıkla kaderden kurtulamaz" yazılı bir kılıcı eline alarak: "Bu kılıcın hakkını kim verir?" diye sormuş, Ebû Dücâne de kılıcı alarak savaşmıştır...
Kadının biri Hasan el-Basrî’ye (r.a) gelir, “Genç bir kızım vardı, öldü. Onu rüyamda görmek istiyorum, onu rüyada görmeni sağlayacak bir dua öğretesin diye sana geldim” der. Hasan el-Basrî (rahimehullâh) da kadının arzusunu yerine getirir. Kadın, kızını rüyasında görür ki, aman Allah’ım! Üzerinde ..
Peygamberimiz de: "Bir kimseye günah olarak müslüman kardeşini küçük görmesi kafidir"(3) buyurarak insanları bu kötü huydan kaçınmaya davet etmiştir...
Anlatmak için anlamak gerekir. Hemen bir soru ile başlayalım. Kaç kişi anlıyor ve kaç kişi anlatabiliyor? Hele hele İslâm dininin bünyesinde mevcut tasavvufî hayatı anlamadıktan sonra onu anlamak ve anlatmak mümkün mü? Yapılan Mevlânâ’yı anma törenlerine bu merkezden bakmak lâzımdır. Saz ve diğer â..
Ebu Ümame de Amr b. Anbese’den (r.a) şunu rivayet etmiştir: Allah Rasûlü’nün (s.a.s) şöyle buyurduğunu duydum: “Rabbin, kula en yakın olduğu vakit.....
Vecdin hakikati ve mahiyeti hakkında halkın uzun konuşması vardır. Halktan, sûfileri ve dinleme ile ruhlar arasındaki münasebet yönüne bakan hakîmleri kastediyorum. Bu bakımdan biz, onların sözlerinden, lafızlar ve deyimler nakledelim. Sonra oradaki hakikati keşfetmeye çalışalım. Zünnûn-i Mısrî şöy..
Mürşîd-i Kâmil’in feyzinden istifade edebilme niyetinde olan bir mürîd, aşağıdaki edeplere azami riayet etmeye çalışmalıdır:..
Peygamberimizin ashabından bazıları, namaz kılacakları zaman Mekke vadilerine gider, namaz kıldıklarını kavim ve kabilelerinden gizli tutmak isterlerdi.(1) ..
Yüce Allah, varlıklar içerisinde insanı mükerrem ve şerefli bir konumda yaratmıştır. Bu bakımdan insan, saygı ve hürmete layıktır. İnsanı insan yapan özelliklerin dışında kalan nitelikler, dinimize göre bir üstünlük sebebi değildir...
İlham; küllî ruhun, saflığına, kabiliyetine, istidadına göre insan ruhunu uyarmasıdır. O vahyin kısmî bir yansımasıdır. Vahiy, gaybî hallerin ayan beyan tezahür etmesi olup, ilham ise gaybî şeylere kapalı bir tarzda işaret edilmesidir. Vahiyden hâsıl olan ilme nebevî ilim, ilhamdan hâsıl olan ilme d..
İbrahim b. Edhem, orak biçmek ve bağ bekçiliği yapmak gibi işlerde çalışır ve elinin emeği ile geçinirdi. Naklederler ki; çölde yolculuk yaparken rastladığı bir adam ona, İsm-i A‘zam’ı öğretmiş, O da bu isimle dua edince Hızır’ı (a.s) görmüştü. Hızır, O’na:..
Nefs-i mutmainne ifadesi Kur’an-ı Kerim’de, nefs-i emmare, nefs-i levvame gibi bir defa geçmektedir. (Fecr, 89/27) Bu terimler daha sonraki asırlarda yaşayan alim ve ariflerce nefis eğitiminin kademelerine isim olarak verilmiştir. İnsan nefsinde var olan kin, kibir, hased, şehvet, riya gibi hastalık..