Muridan
Leyle-i Kadr

Leyle-i Kadr

Hz. Peygamber (s.a.s) tarafından Ramazan'ın yirmisinden sonraki gecelerinde aranması tavsiye edilen Kadir Gecesi, öteden beri bu ayın yirmi yedinci gecesi kabul edilerek kutlana gelmiştir.

 İsterseniz, Sevgili Peygamberimizin bu konuda bize tuttuğu ışığı birlikte takip edelim:
Peygamber Efendimiz buyurur ki:
 `İçinizden bazı insanların rüyasında, Kadir Gecesi ilk yedide gösterildi. Yine içinizden bazı kimselere de son yedide gösterildi. Siz onu son onda arayın.´(Müslim, Sıyam 208)

 `... Siz onu son ondaki tek gecelerde arayın.´ (Müslim, Sıyam 212)

 Bu konuda en kapsamlı rivayetlerden biri Ashab-ı Kiram'dan Ebû Said el-Hudrî Hazretlerinin rivayetidir. Bu zat, şöyle nakleder:

 `Hz. Muhammed (s.a.s), Ramazanda ilk on günde itikâf etti. Sonra ortadaki on günde keçeden yapılmış bir Türk çadırında itikâf etti. Çadırın kapısı yerinde bir hasır bulunuyordu. Rasûlullah bu hasırı eliyle aldı, çadırın bir tarafına koydu. Sonra başını çıkardı. Mescitte bulunan insanlara hitap etmeye başladı. Halk ona yaklaştı. O da kendilerine hitaben: `Ben şu Kadir Gecesi'ni arayarak ilk on günde itikâf etmiştim. Sonra ortadaki on günde itikâfa devam ettim. Sonra bana melek geldi ve Kadir Gecesi son on gündedir´ dedi ve `Benimle beraber itikâfta bulunanlar dilerlerse son on günde de itikâf etsinler´ buyurdu. O insanlar da Rasûlullah ile beraber itikâf eylediler. Peygamber (s.a.s.) şöyle dedi: `Bana, Kadir Gecesi tek gecede gösterildi.´ (Müslim, Sıyam 215)

 Ashâb-ı Kiram'dan Ubeyy b. Ka'b Hazretleri, kardeşinin, Kadir Gecesi'nin yirmi yedinci geceye rastladığını, Peygamber Aleyhisselam'ın o günün belirtilerine dair verdiği bilgilere dayanarak tespit ettiğini söyler. (Müslim, Sıyam 220)

 Görüldüğü gibi Peygamber Efendimizin hadislerinde Kadir Gecesi'nin daha çok, Ramazanın son on gününde ve tekli gecelerde olabileceğine dair kuvvetli işaretler vardır. Peygamberimiz (s.a.s.)'in, Ramazanın son on günü içinde daha yoğun bir ibadete yönelmesi, aile fertlerini bu doğrultuda yönlendirmesi ve yine Ramazanın son on gününde itikâfa girmesi de bunu göstermektedir.

 İslam kaynaklarında yer alan bilgilere göre, Kadir Gecesi'nden başka "Cuma günü içinde icabet saati (duanın kabul olunacağı an), beş vakit içinde salât-i vustâ, ilâhî isimler arasında İsm-i Azam, bütün taat ve ibadetler içinde rızây-ı ilâhî (Allah'ın Rızası), zaman içinde kıyamet, hayat içinde ölüm" gizlenmiştir. Bunun gayesi, mü'minleri Allah'a karşı olan yükümlülüklerinde sürekli bir duyar içinde bulundurmaktır.


 `Kadir´ kelimesi İslam bilginleri tarafından üç şekilde yorumlanmıştır:
 1. `Hüküm gecesi´ demektir. Buna göre Kadir Gecesi deyince, `Takdîr-i İlahî'de hükmolunmuş işlerin ayırt edildiği gece´ anlaşılır. Buradaki takdirden maksat, ezelî hükmün açığa çıkmasıdır.
 2. Şeref ve azamet anlamına gelir. Buna göre Kadir Gecesi, "şeref ve azamet gecesi yani çok şerefli ve çok değerli bir gece" demektir.
 3. Tazyik anlamına gelir. Buna göre Kadir Gecesi, Tazyik Gecesi diye de yorumlanmıştır. Zira denilmiştir ki, o gece inen meleklere yeryüzü dar gelir. İslam bilginlerine göre tazyikten maksat, `Sonunda büyük hayırların gerçekleşeceği değerli işlerin ortaya çıkmasıdır. Hatırlanacağı üzere Kur'ân'ın, Sevgili Peygamberimize ilk vahyi Cebrail Aleyhisselam'ın tazyiki/sıkıştırması ile başlamıştı´ (Elmalılı, Hak Dini, IX, 5969)

 Kadir Süresi'nin Meali
 `Biz onu (Kur’ân'ı), Kadir Gecesi'nde indirdik. Kadir Gecesi'nin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir Gecesi, bin aydan hayırlıdır. O gecede, Rabb’lerinin izniyle melekler ve ruh (Cebrail), her iş için iner dururlar. O gece, esenlik doludur. Tâ fecrin doğuşuna kadar.´

 Bin Aydan Hayırlı Gece
 Yukarıda mealini verdiğimiz sürede Kadir Gecesi'nin, `İçinde Kadir olmayan bin aydan hayırlı´ olduğu bildirilmektedir. Bu ilahî müjde hiçbir yoruma gerek bırakmayacak kuvvet ve netliktedir. Dolayısıyla bu durum, Kadir Gecesi'nin yüksek faziletine en parlak ve en kuvvetli delildir.
Peygamber Efendimizden nakledilen şu haber de Kadir Gecesi'nin önemini kavramak bakımından önemlidir:

 Sevgili Peygamberimize kendisinden önceki insanların ömürlerinin ne kadar olduğu gösterildi. Peygamber (s.a.s.) bunu görünce kendi ümmetinin ömürlerini kısa buldu. Uzun ömürlü olan diğerlerinin işledikleri salih amelleri (güzel ve yararlı işleri) işleyemezler diye düşündü. Bunun üzerine Yüce Allah, ona, bin aydan hayırlı olan Kadir Gecesi'ni ihsan etti. (et-Tâc, II, 135)

 Kur'ân-ı Kerim 'in İnzal Olduğu Gece
 Mübarek Kadir Gecesi'nin ölçüye sığmaz faziletlerinin bir kaynağı da, bu gecede Kur'ân'ın Peygamberimiz (s.a.s.)'e indirilmeye başlanmasıdır. Kur’ân-ı Kerim, Peygamberimiz (s.a.s.)'e Cenab-ı Hakk tarafından verilmiş ebedi bir mucizedir. Kur’ân'ın eşsizliği, mucizeliği kıyamete kadar devam edecektir.
İnsan yüreği Kur’ân'la şenlenir, kalbi Kur’ân'ın ince ve yüksek manaları ile kuvvetlenir, zekâsı keskinleşir. Kur’ân'dan nasibi olmayan bir insanın kalbi harabeye dönmüş bir eve benzer. O halde Kur’ân'ı sevelim, okuyalım, dinleyelim, öğrenelim, öğretelim; öğrenilmesini ve okutulmasını teşvik edelim. Ayrıca, Kur’ân ayetlerinin derin anlam ve inceliklerini de öğrenmeye çalışalım, Kur’ânı iyi anlayanlardan bu konuyu dinleyelim!

 Bu Geceyi Nasıl Değerlendirelim?
 Sevgili Peygamberimiz: ``Kim Kadir Gecesi'ni sevabına inanarak, içtenlikle ihya ederse, geçmiş, günahları bağışlanır´´ buyurmuştur. (Riyâzü’s-Sâlihîn, II, 464)
Bu mübarek geceyi önemine uygun şekilde değerlendirmelerine yardımcı olur ümidiyle bir kaç hususu hatırlatmak isterim:
 1. Bu gece Allah rızası için ibadet edilmeli, namaz kılınmalı, kulluk duygusu geliştirilmeli.
 2. Kur’ân-ı Kerîm okunmalı, okuyanlar dinlenmeli, anlamları üzerinde düşünülmeli, Kur’ân-ı Kerîm'e sevgi ve bağlılıklar tazelenmeli.
 3. Peygamberimiz (s.a.s.)'e salât ü selam getirilmeli, onun şefaati ümit edilmeli, onun ümmetinden olmanın şuuruna erilmeli, ona olan sadakat tazelenmeli.
 4. Vaaz ü nasihat ve sohbet dinlenmeli, gündelik hayatın sıkıntıları ve zorlukları içinde kalbe giren gaflet ve duyarsızlık sisleri dağıtılmalı.
 5. Gecenin önemine dair ehil ilim adamlarınca programlanan sohbetlere iştirak edilmeli. Zira sohbet, kendini dinlemeye, kişisel iç dünyayı gözden geçirmeye, yanlışların altını çizmeye, noksanları gidermeye, ayrıca ülfet, dostluk, muhabbet, birlik ve beraberliğin kuvvetlenmesine vesile olur.
 6. Tövbe ve istiğfar yapılmalı, ciddi bir nefs muhasebesi ile hatalardan dönmeye azmedilmeli, hayra yönelme istikametinde iradeler kuvvetlendirilmeli.
 7. Topluca veya münferit olarak Cenâb-ı Allah zikredilmeli ve tefekkür edilmeli. Zira kalpler ancak Allah Teala'nın zikriyle itminan/huzur bulur. Cenâb-ı Hakk'ın sonsuz kudretiyle yoktan var ettiği kâinatın inceliklerini tefekkür ile gönüllerdeki iman kuvvetlenir.
 8. Bol bol dua edilmeli. Zira dua, kulları Cenâb-ı Hakk'a yaklaştıran en ulvi vasıtadır. Peygamber Efendimizin, bu gece çokça şu duayı yaptığını kaynaklar nakleder: ``Allâhümme inneke afüvvün tuhibbü'l-afve fa‘fu annî (Allah’ım! Sen affedicisin, affetmeyi seversin beni de affet!)´´
 9. Kadir Gecesi'nin gündüzünü de tıpkı gecesi gibi değerlendirmek büyük sevaptır. Böyle yapılırsa mübarek gecenin ruhlara aktardığı manevî ışığın izleri Müslümanların kalplerinde derinden hissedilecektir.
 10. Bu gecenin hürmetine, Rabbimizden bütün Müslümanların affını dilemeliyiz. Kadir Gecesi'nin hayırlara vesile olmasını, kardeşlik ve sevgi-saygı bağlarının kuvvetlenmesini, İslam âleminin birliğine vesile olmasını ve bütün insanlığın bela ve musibetten uzak olmasını niyaz etmeliyiz.

Top