Sûfiler fenâ sözü ile insandaki kötü sıfatların yok olmasına işaret ettikleri gibi, bekâ sözü ile de insanın güzel vasıflar edinerek bunda devam etmesine işaret ederler...
Bundan sonra kesin olarak şunu anladım: Sûfîler laf cambazları değil hal ehli kimselerdir...
Büyük velilerden Şakik Belhi, bir kıtlık senesinde, herkesin kara kara düşündüğü bir ortamda, zengin bir adamın kölesinin neşe içerisinde oynadığına şahit olmuştu. Yanına yaklaştı ve sordu: ..
“Yere göğe sığmam, kalbe sığarım” buyuran Allah, iman ve huzuru benim içime koydu. Aşk gibi ulvî bir duyguya muhatap olan da benim… Yüce Peygamberin (s.a.s) buyurduğu gibi ben, iyi olursam tüm beden iyi, kötü olursam tüm beden kötü oluyor. Hal böyleyken beni taşıyan insan hakkımı ne kadar zayi edi..
Hâtemu’l-Asamm’ın şöyle dediği nakledilmiştir: “Bir gaza esnasında düşmandan bir şahıs beni yakaladı, boğazlamak için yere yatırdı. Böyle iken bile gönlüm onunla meşgul olmadı...
Tarîkat kurucuları; tarîkatı kurmak için ortaya çıkmamışlar, tarîkat kurdukları iddiasında da bulunmamışlardır. Tarîkat şeyhinin çevresinde toplanıp bir cemaat oluşturan mürîdler, şeyhin sülûk tarzını, tasavvufî hayatı yaşama şeklini, fikirlerini ve kanaatlarını benimsemişler, çoğu zaman şeyhlerine ..
Nefis bir puttur, nefsine boyun eğen puta tapmış olur. Allah'a ihlâsla kul olanlar, sırf O'na kulluk etmeyi başaranlar, nefislerine yenen kimselerdir...
Tasavvufta bu hâlete eren kişi her an Efendimiz (s.a.s) ile beraber olma hâlini yaşar. Attığı her adım O’ndan bir iz taşır. Aldığı nefesi O’nunla alır, verdiği nefesi O’nunla verir...
Esip muhabbet yeli Vecde getirsin dili Söylesin can bülbülü Hardan olsun gülümüz Muhabbet rüzgârı esince gönül vecde gelir. Can bülbülü söyleyince de dikenlerden güller açar. Sevgi, insan için, insanlık için sanıldığından daha önemli bir değerdir ve önemli bir manevi güç kaynağıdır...
Ebû Süleyman diyor ki: “Soğuk bir gece mihrabda bulunuyordum, soğuk beni muzdarip kılmıştı, bir elimi ısıtmak için koynuma soktum, diğeri dua için uzatılmış halde açıkta kaldı...