Duhâ/kuşluk vakti, güneş doğduktan 50 dakika sonra başlayıp, öğleye 20 dakika kalana kadar olan vakittir...
Simâk b. Harb der ki: “Câbir b. Semûre’ye, ‘Peygamber aleyhisselam, sabah namazını kılınca ne yapardı?’ diye sordum." ..
“Bir kimse, her namazın sonunda 33 kere sübhânallâh diyerek Allah’ı tesbih eder, 33 kere elhamdülillâh diyerek Allah’a hamd eder, 33 kere de Allâhü ekber diyerek tekbir getirirse bunların toplamı 99 eder...
Peygamberimiz (s.a.s): “Size, hayırlı olanlarınızı haber vereyim mi?” diye sordu...
Peygamberimiz (s.a.s): “Aziz ve Celil olan Allah, yenilecek bir şeyi yiyip veya içilecek bir şeyi içip de, bundan dolayı kendisine hamd eden kulundan muhakkak razı olur” buyurmuştur...
Abdullah b. Abbâs (r.a) der ki: "Rasûlullâh (a.s)’ın gece, nasıl namaz kıldığını göreyim diye, zevcesi olan teyzem Meymûne binti Hâris’in evinde yattım. O zaman, ben on yaşlarında idim." ..
“Hayır! Rabbine andolsun ki aralarında çıkan anlaşmazlık hususunda seni hakem kılıp, sonra da verdiğin hükümden içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın (onu) tam manasıyla kabullenmedikçe iman etmiş olmazlar.” (Nisâ, 65)..
Rasûlullâh'ı (s.a.s) sevmek ve O'na cân u gönülden bağlanmak, her müminin şiârıdır. Bu husus Kitabımız'da sık sık vurgulanır...
Rasûlullâh (s.a.s) Efendimiz, son derece merhametli idi. O, hayatı boyunca daha çok başkaları için üzülmüş ve endişelenmiş, küçük bir söz, davranış ve hatta işaret bazen kendisini ağlatmaya yetmiştir...
Hz. Âişe (r.anhâ) vâlidemiz; zeki ve bilgili olmasının yanısıra, Efendimizin eşi olması hasebiyle de pek çok şeye vâkıf idi...