Muridan

Uhud ve Hendek Savaşları - Hikmeti İlahi 12.03.14

Enes b. Mâlik (r.a)'tan rivayet edilmiştir: “Resulullah (s.a.v.), Uhud dağına bakıp: “Doğrusu Uhud, bizi seven bir dağdır. Biz de onu severiz” buyurdu.

Değerli Kardeşlerim,

Efendi Hazretlerinin bu konuşması, bir ihvanımıza misafirliği anında hasbihal ederken olmuştur. Bir, iki dakikalık kısmı maalesef kayıt edilememiştir. Bu bölümde Efendi Hz. yapmış oldukları umre ziyaretlerini anlatırken, Uhud dağının heybetinden, güzelliğinden bahisten sonra "Doğrusu Uhud, bizi seven bir dağdır. Biz de onu severiz." hadisi şerifini açıkladılar. (Buhârî, Cihad 71; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 3/140.)

Sonrasında Uhud dağının sallanması mucizesini aktardılar. Bu iki hususla ilgili aşağıda açıklama yapılmıştır.

Sohbetin devamında Hendek Harbi ve yaşanan mucizeler aktarılıyor, bu iki hususla ilgili karşılaştırmalar yapılarak hikmetine dikkat çekiliyor. 

Sahabe Efendilerimizden kıssalar aktarılıyor.

*****

Enes b. Mâlik (r.a)'tan rivayet edilmiştir:

“Resulullah (s.a.v.), Uhud dağına bakıp:

“Doğrusu Uhud, bizi seven bir dağdır. Biz de onu severiz” buyurdu. [461]

Bazı alimlere göre; Resulullah (s.a.v.), bu hadisle, Medine'ye ve Medinelilere olan sevgisini veya Medine'nin bir parçası sayılan Uhud dağına olan sevgisini ifade etmektedir. Dolayısıyla sevgi ve nefret gibi kavramların Uhud dağına hakikat olarak değil, ancak onun yakınında yaşayan Hz. Peygamber (s.a.v.) ile sahabeye kinaye olmak üzere onları övdüğü ifade etmektedir.

Ayrıca dağı sevme olayı, gerçek olup ALLAH ona temyiz ve idrak vermiş, o da bu sa­yede bizi sevmektedir. Çünkü Kur'an'ın bir çok yerinde canlı-cansız varlıkların ALLAH'ı teşbih ettiği ve Sünnette ise Resulullah (s.a.v.)'in avucunda taşların teşbih etmesi, Mescit­teki kuru hurma kütüğünün inlemesi gibi bir çok haller geçmektedir. Fiziki çevre ile insan arasında bir ilişki olduğu zaten bilinen bir gerçektir. Şu halde Uhud dağının, Resulullah (s.a.v.)'e karşı sevgi beslemesi, yadırganmaması gereken bir husustur.

Buhârî, Cihad 71; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 3/140.

***

Bir gün Allah'ın Resulü, beraberlerinde hilm âlemi yüce Sıddik Hz. Ebu Bekir, hak ve adalet güneşi Hz. Ömer, hayâ ve edep incisi Hz. Osman (r.a) bulunduğu halde Uhud dağına çıktılar. Dağ şevkinden harekete geçti. Âlemin Fahri mübarek ayaklarıyla dağa vurup hitap ettiler:

- Dur, ya Uhud! Senin üzerinde bir Nebi, bir Sıddik ve iki şehid var!

Ve dağ hemen sakinleşti...

Bu mucizede, dağın hareket ve sonra sükûnetine ait harikadan başka Hazret-i Ömer ve Hazret-i Osman'ın ileride şehit olacaklarını keşfetmek fevkaladeliği vardı..

Top