Muridan

Berat Kandili Sohbeti 12.06.2014

Bu gece Şaban’ın onbeşinci gecesidir. Allah Teâlâ Şaban’ın on beşinci gecesinde kullarına rahmetiyle tecelli buyurarak af dileyenleri bağışlar, merhamet isteyenlere rahmet eder, içini kin bürümüş olanları ise kendi hallerine bırakır.

Beyhakî’nin Alâ b. el-Haris kanalıyla rivayet etmiş olduğu bir hadiste hz. Aişe (r.anha) şöyle demiştir: Peygamberimiz bir gece kalktı namaz kıldı. Secdeyi öyle uzattı ki secdede öldü sandım. Bunu görünce kalktım. Elimle ayağına dokununca kımıldadı (sevindim) ve yerime döndüm. Secdede şöyle niyaz ettiğini duydum:
-Allah’ım, azabından affına, gadabından rızana sığınıyor, senden yine sana iltica ediyorum. Şanın yücedir. Sana yaptığım senayı senin kendine yaptığın senaya denk bulmuyorum. Sana gereği gibi hamd etmekten acizim.
Başını secdeden kaldırıp namazı bitince;
-Aişe, "Allah'ın Rasûlü sana haksızlık edecek mi sandın" buyurdu. Ben;
-Hayır, vallahi, ya Resûlallah, böyle sanmadım. Ancak secdede uzun süre kaldığın için öldün sandım, dedim. Bunun üzerin Peygamberimiz;
-Bu gece Şaban’ın onbeşinci gecesidir. Allah Teâlâ Şaban’ın on beşinci gecesinde kullarına rahmetiyle tecelli buyurarak af dileyenleri bağışlar, merhamet isteyenlere rahmet eder, içini kin bürümüş olanları ise kendi hallerine bırakır” (et-Terğib ve’t-Terhib, c:2, s.119, 1968, Beyrut) buyurdu. 
Bu gecenin manevi değeri sebebiyle namaz, Kur’ân okuma, dua ve istiğfar ve diğer hayırlı işlerle geçirilmesi müstehaptır. Sevgili Peygamberimiz bu gecenin ibadetle geçirilmesini, gündüzünde oruç tutulmasını tavsiye etmiştir. Rasûlullah Şaban ayında çokça oruç tutardı. Hz. Aişe “O’nun Şaban ayında olduğu kadar (nafile) oruç tuttuğunu görmedim” buyurmuştur. 

Top